Özel Hesap Dönemine Geçiş ve Özellikli Konular
Akif Akarca - Dr. Mehmet Şafak
Gerçek kişi ve kurumlarda vergilendirme dönemi normal olarak takvim yılıdır. Takvim yılı esası bazı hallerde mükelleflerin faaliyetlerinin özellikleri nedeniyle ,vergileme yönünden bazı güçlüklere neden olabilmektedir. Bu hususu göz önünde tutan kanun koyucu Vergi Usul
Kanunu’nun 174'üncü maddesinde takvim yılı dönemi faaliyet ve muamelelerinin mahiyetine uygun bulunmayanlar için, bunların müracaatı üzerine Maliye Bakanlığı 12’şer aylık hesap dönemleri belli edebilir.
Bugün yazımızda genel uygulama niteliğinde olan ve takvim yılını esas alan hesap döneminden özel hesap dönemine geçilmesi ve vergi uygulamalarında ortaya çıkan bazı özellikler üzerinde kısaca duracağız.
Özel hesap dönemi
Vergileme dönemi esas itibariyle hesap dönemi olarak nitelenir. Defterler hesap dönemi itibariyle tutulur. Kayıtlar her hesap dönemi sonunda kapatılır ve ertesi dönemin başında yeniden açılır. Hesap dönemi ister takvim yılı olsun ister özel hesap dönemi olsun bir yıldan az ya da çok olamayacaktır. Buna göre mükellefler öncelikle işe başlarken takvim yılı itibariyle hesap dönemine göre defter tutarlar, ancak Maliye Bakanlığı’ndan izin almaları halinde özel hesap dönemine geçebileceklerdir.
Özel hesap dönemi daha çok faaliyeti zirai işletmecilik olan mükelleflerle dershane özel okul gibi eğitim-öğretim hizmeti veren mükelleflere uygun olmaktadır. Ortakları yabancı kişi veya kurum olan mükellefler de özel hesap dönemini tercih etmektedirler. Çünkü zirai işletmelerde mahsul genellikle yaz sonunda alınmakta, eğitim
hizmetlerinde de eğitim sonbaharda başlayıp ertesi yıl yaz başında sona ermekte ve gelir de buna göre oluşmaktadır. Takvim yılı sonunda ne gelir ne de gider doğru olarak ölçülüp değerlendirilemez.
Ortakları yabancı kişi ve kurum olan mükellefler de özel hesap dönemine göre vergilenmeyi tercih edebilmektedirler. Ortakları yabancı kişi veya kurum olanların ortaklarının bulunduğu ülkenin mali yılı takvim yılından farklı olmaktadır. Bu ülkelerde de takvim yılı esas olsa bile söz konusu şirketler özel hesap dönemi uyguluyor olabilirler. Mali sonuçların ve başarının grup olarak görülebilmesi finansal tabloların konsolide edilmesi ile mümkün olmaktadır. Farklı hesap dönemlerinin varlığı değerlendirmeyi güçleştirmektedir.
Gelir vergisi mükelleflerinin vergilendirme dönemi takvim yılıdır. Faaliyetlerinin özellikleri nedeniyle özel hesap dönemi kullanan gelir vergisi mükelleflerinin ticari ve zirai kazançları, hesap döneminin kapandığı yılın geliri sayılır. Kanun’un bu ifadesi göz önünde tutulduğunda serbest meslek faaliyeti icra edenler için özel hesap dönemi belirlenmesi söz konusu olmayacaktır.
Özel hesap dönemine geçişte Maliye Bakanlığı izni
İşletmeler ilk kuruluşlarında doğrudan özel hesap dönemini seçebilecekleri gibi, faaliyete geçtikten sonra da hesap dönemlerini özel hesap dönemi olarak değiştirebilirler. Bunun için Maliye Bakanlığı’na yazılı başvuru yapılarak izin alınması gerekmektedir. Başvuruda; Özel hesap dönemi istenmesinin gerekçesinin belirtilmesi ve belgelendirilmesi gerekir.
Özel hesap dönemine geçiş talebinde Türkiye’de kurulmuş olan yabancı ortaklı kurumların gerekçesi sadece faaliyetlerinin farklı niteliğine dayanmaz. Bu kurumlar...
Kaynak ve Yazının Devamı ► http://www.dunya.com/ozel-hesap-donemine-gecis-ve-ozellikli-konular-159796yy.htm