SMMM ler Müjde! Sözleşmelerde Damga Vergisine İlişkin Yargıdan, Keyfi Uygulama Yapan İdareye Şok Cevap
Mali Müşavir Haber
Değerli Meslektaşlarımız,
Bu yılın başlarında Ankara Çankaya Vergi Dairesinde başlatılan ve belki başka vergi dairelerinde de uygulanmaya başlayan, yapılmamış sözleşmelerden damga vergisi alma girişimine bildiğiniz üzere bizde dahil olmak üzere bir kaç meslektaşımız Vergi Mahkemesinde dava açmış idik.
Birçok meslektaşımıza ve mükelleflerine ödemeyin dava açın dememize rağmen birçok meslektaş bu vergileri ödemiş idi.
Bugün gelen bir haberle Meslektaşımız Nuri DERE nin Ankara 5. Vergi Mahkemesinde görülen davası sonuçlanmış, yenilenmemiş yada şerh konulmamış kendiliğinden uzayan söleşmelerde artış olsa dahi damga vergisi alınamayacağı Mahkeme kararıyla içtihada bağlanmıştır.
Bu davayı açan ve kazanan meslektaşımız Nuri DERE yi kutluyor, meslek camiamıza hayırlı olmasını ve tüm meslektaşlarımıza örnek teşkil etmesini diliyoruz. SMMM ler üzerinde oynanan oyunlara bundan sonra müsaade etmeyeceğiz. Meslektaşlarımızda artık hukukun gerçekten ne kadar lazım olduğunu görmüş, ülkede sadece Vergi mevzuatı ve 3568 sayılı meslek mevzuatının olmadığı meslek örgütü yöneticilerimizde dahil olmak üzere her zaman ben bilirim mantığından hareket eden Maliye Bürokrasisine iyi bir cevap olmuştur.
Ayrıca ödemeleri yüklü olan ve yeni beyanname düzenlememiş arkadaşlarımız bunları emsal göstererek iade talep edebilir veya geri ödenmesi için dava açabilirler. Harç 115 TL civarındadır. Dava sonucu geri alabilirsiniz.
Yine bu davaları kaybedeceğini anlayıp bizi; meslek örgütleri kanalıyla vurmaya çalışan Maliye Bakanlığının TÜRMOB üzerinden kumpas kurduğu E-Birlik (HaKsız Rekabet Yazılımı) nın altıda bu şekilde boşalmıştır. Buna alet olmaktan utanmayıp meslektaşın lehine diye yola çıkıp Maliye yetmiyormuş gibi cezayla tehdit eden disipline sevk eden, bunun için sürekli yazı mesaj yolayan başta TÜRMOB olmak üzere bunu uygulayan bütün meslek oda yönetimlerini kınıyoruz. O davayı da kazandığımız da aynen bunun gibi kendilerine hediye edeceğiz.
Bu arada hala Odaları masum zanneden meslektaşlarımıza, masum göstermeye çalışanlara ve hiç birşey yapmayan meslek odalarına bir hukuki not; Eğer bublar varlık sebebiniz değilse sizin varlığınızın bir anlamı yoktur. Bizim şahsi ve zarar gören olarak açtığımız ferdi davaların çok daha anlamlısını şahıs adına yada vergi mahkemelerinde değil İDARE, DANIŞTAY VEYA ANAYASA MAHKEMESİ gibi yüksek yargı organlarına taşımak hak, yetki ve görevinizdir. Meslek örgüt yöneticisi olarak sizler ve o bolca ücret ödediğiniz hukukçuların görevi meslektaşa dava açmak, bolca ziyaretlerde ve yemeklerde buluşmak değil bu konuları yargıya taşımaktır. Tabiiki vicdan varsa ve görev yapmayı isterseniz.
Artık Anadolunun deyimiyle “Köpeksiz köyde değneksiz dolaşma” dönemi bitmiştir. Herkes yerini bilecek, bu mesleğe saygı gösterecek.
Laf üretmiyoruz. Emek veriyoruz, belge koyuyoruz, yargıya gidiyoruz. Birileri gibi dava açtık deyip 3-4 yıl oyalayıp çark etmiyoruz. Ondandır suskunlukları.
Bundan sonra hukukla kazanacağımız zaferler hepimizin elele vermesiyle ardı ardına gelecektir. İnanıyoruz ve iddia ediyoruz ki elele verirsek bir süre sonra İdarede meslek örgütüde yanlış uygulama yapmayım diye bizim mesleğimizden korkar hale gelecektir.
Saygılarımızla
Kaynak ► http://www.malimusavirhaber.com/smmm-ler-mujde-sozlesmelerde-damga-vergisine-iliskin-yargidan-keyfi-uygulamalar-yapan-idareye-sok-cevap/
İŞTE O KARAR (LÜTFEN ARŞİVLEYİNİZ VE MESLEKTAŞLARIMIZLA BU HABERİ PAYLAŞINIZ)
T.C.
ANKARA
5.VERGİ MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/844
KARAR NO : 2015/1931
DAVACI__________ : NURİ DERE
DAVALI___________ : ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ÇANKAYA VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ /ANKARA VEKİLİ s AV. SELVI GÜLÜN YILMAZ
DAVANIN ÖZETİ______ : Davacı tarafından müşterileri ile yaptığı serbest muhasebeci mali müşavirlik hizmet sözleşmelerine ait damga vergisi beyannamelerini eksik beyan ettiğinden bahisle takdir komisyonu kararı uyarınca 2010/12 dönemine ilişkin olarak resen tarh olunan vergi zıyaı cezalı damga vergisinin; önceki yıllarda düzenlenen sözleşmelerin yenilenmediği, yapılan sözleşmelere ilişkin tahakkuk eden damga vergilerinin ödendiği, sözleşmelerin kendiliğinden uzadığı, dolayısıyla yeni bir kağıttan yada şerhten söz edilemeyeceği ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacının düzenlediği sözleşmelere ilişkin Ödenmesi gereken damga vergisini ödememesi üzerine takdir komisyonu kararı uyarınca tarh edilen cezalı vergilerde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek açılan davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Karar veren Ankara 5. Vergi Mahkcmcsi’ncc. dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
Dava, davacı tarafından müşteri ile yaptığı serbest muhasebeci mali müşavirlik hizmet sözleşmelerine ait damga vergisi beyannamelerini eksik beyan ettiğinden bahisle takdir komisyonu kararı uyarınca 2010/12 dönemine ilişkin olarak resen tarh olunan vergi ziyaı cezalı damga vergisinin iptali istemiyle açılmıştır.
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun l'inci maddesinde, bu Kanuna ekli (I) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu. Kanundaki kağıt teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği. 2’nci maddesinde, vergiye tabi kağıtların mahiyetinde bulunan veya onların yerini alan mektup ve şerhlerle, bu kağıtların hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve şerhlerin de damga vergisine tabi olduğu. 14 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasında ise. mukavelenamelerin müddetinin uzatılması halinde aynı miktar veya nispette vergi alınacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Damga Vergisi Kanununa ekli (I) sayılı tablonun "l-Akitlerle İlgili Kağıtlar" başlıklı bölümünde, mukavelenamelerin de damga vergisine tabi olduğu belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı ile muhasebe hizmeti sunduğu kişiler arasında imzalanan sözleşmenin hükümleri uyarınca imzalanan sözleşmelerin her yıl tarifede belirlenen orana göre artış gösterdiğinden bahisle ödenmesi gereken damga vergisinin ödenmemesi dolayısıyla takdir komisyonu sevk edilerek resen vergi ziyaı cezalı damga vergisinin tarh edilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır..
Uyuşmazlığın esasını, yeni bir sözleşme imzalanmadan ya da eski sözleşme üzerine herhangi bir şerh konulmadan kendiliğinden veya sözleşmedeki bir hüküm dolayısıyla sözleşmenin süresinin uzaması durumunda süresi uzayan sözleşme için yeniden damga vergisinin doğup doğmayacağı hususu oluşturmaktadır.
Yukarıda anılan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, damga vergisinin dogması için öncelikle kanunda belirlenmiş bir kağıt veya elektronik ortamda düzenlenmiş bir belge ya da veri olması, bu kağıt, belge ya da verinin imzalanmış olması ya da imza yerine geçecek bir işaret konmuş olması gerekmekte olup, bu kağıtların hükümlerinin yenilenmesi durumunda ise sadece bu kağıtların yenilenmesine ilişkin mektup ve şerhlerin damga vergisine tabi olduğu düzenlemesine yer verildiği görülmektedir.
Damga Vergisi Kanunu'nun 2. maddesinde şerhlerden bahsedilmekle birlikte mektup ve şerhin yasal tanımı yapılmamıştır. Şerh; bir anlatım veya yorumlama, bir şeyi açıklamak amacıyla bir kağıda yazılmış olan ifade olarak tanımlanabilir. Şerh yazılı olan bir kağıdın, herhangi bir yerine, hoşluğuna konulabilir .Önceden düzenlenmiş bulunan kağıdın altına veya arkasına bir boşluğa, bu kağıdın hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine, devrine veya bozulmasına ilişkin şerh konulması halinde bu kağıt damga vergisine tabi olur.
Olayda, davacı şirketin imzalamış olduğu hizmet satış sözleşmesinde yer alan "sözleşmenin karşılıklı fesh edilmediği sürece yürürlüktedir. Ancak belirlenen ücret heryıl karşılıklı anlaşarak sözleşmeye ek yapılmadan yeni sözleşme düzenlenmeden mevcut sözleşme geçerliliğini koruyacaktır." şeklindeki maddenin, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalar karşısında damga vergisine konu kağıdın hükümlerinin yenilenmesine ilişkin kağıda konulmuş bir şerh olarak kabulünün mümkün olmadığı, bu nedenle, sözleşmede bulunan bu hüküm gereğince süresi kendiliğinden uzayan sözleşmenin 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun aradığı anlamda damga vergisine labi bir sözleşme olarak kabul edilemeyeceği, aksi düşüncenin, verginin kanuniliği ilkesine aykırı olarak kanunda yazılı olmayan bir durumun yorum yoluyla genişletilerek vergi alınmasına yol açacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan, mahkememizin 14/09/2015 tarihli ara kararıyla, davalı idareden. Davacı mükellefin işe başladığı tarihte müşterileriyle yaptığı, hizmet sözleşmeleri dolaysıyla tahakkuk eden damga vergilerini ödeyip ödemediği, davacı ile müşterileri arasında hangi sözleşmelerin düzenlendiği konusunda herhangi bir araştırma yapılıp yapılmadığı. İlgili yıllarda düzenlenen hizmet sözleşmelerin ilişkin damga vergileri ödendikten sonra davacı ile müşterileri arasında yeni bir sözleşme düzenlenip düzenlenmediği veya söz konusu sözleşmelerde sözleşmenin uzatıldığına, değiştirildiğine, devrine veya bozulduğuna dair herhangi bir tespit yapılıp yapılmadığı, hususlarının sorulduğu davalı idare tarafından verilen 30.09.2015 tarihli cevabi yazıdan, tarh dosyasının tetkikinden ödemeler sonrası yeni sözleşmeler düzenlendiği veya değiştirme ya da uzatma yapıldığına dair tespitin bulunmadığı belirtilmiştir.
Bu durumda, davacının düzenlediği sözleşmeye ilişkin olarak tahakkuk eden damga vergilerinin ödenmiş olması ve tarafların aktif eylem ve iradesi ile yapılmış yeni hukuki bir muamelenin olmaması dolayısıyla yeni bir kağıt da düzenlememiş olması nedeniyle davacı adına yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın KABULÜNE, cezalı tarhiyatın iptaline, aşağıda dökümü yapılan 77.70-TL yargılama giderinin davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, artan posta ücretinin kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içinde Ankara Bölge İdare Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere 07/10/2015 tarihinde karar verildi.
HAKİM
DAVACI__________ : NURİ DERE
DAVALI___________ : ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ÇANKAYA VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ /ANKARA VEKİLİ s AV. SELVI GÜLÜN YILMAZ
DAVANIN ÖZETİ______ : Davacı tarafından müşterileri ile yaptığı serbest muhasebeci mali müşavirlik hizmet sözleşmelerine ait damga vergisi beyannamelerini eksik beyan ettiğinden bahisle takdir komisyonu kararı uyarınca 2010/12 dönemine ilişkin olarak resen tarh olunan vergi zıyaı cezalı damga vergisinin; önceki yıllarda düzenlenen sözleşmelerin yenilenmediği, yapılan sözleşmelere ilişkin tahakkuk eden damga vergilerinin ödendiği, sözleşmelerin kendiliğinden uzadığı, dolayısıyla yeni bir kağıttan yada şerhten söz edilemeyeceği ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacının düzenlediği sözleşmelere ilişkin Ödenmesi gereken damga vergisini ödememesi üzerine takdir komisyonu kararı uyarınca tarh edilen cezalı vergilerde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek açılan davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Ankara 5. Vergi Mahkcmcsi’ncc. dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
Dava, davacı tarafından müşteri ile yaptığı serbest muhasebeci mali müşavirlik hizmet sözleşmelerine ait damga vergisi beyannamelerini eksik beyan ettiğinden bahisle takdir komisyonu kararı uyarınca 2010/12 dönemine ilişkin olarak resen tarh olunan vergi ziyaı cezalı damga vergisinin iptali istemiyle açılmıştır.
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun l'inci maddesinde, bu Kanuna ekli (I) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu. Kanundaki kağıt teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği. 2’nci maddesinde, vergiye tabi kağıtların mahiyetinde bulunan veya onların yerini alan mektup ve şerhlerle, bu kağıtların hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve şerhlerin de damga vergisine tabi olduğu. 14 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasında ise. mukavelenamelerin müddetinin uzatılması halinde aynı miktar veya nispette vergi alınacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Damga Vergisi Kanununa ekli (I) sayılı tablonun "l-Akitlerle İlgili Kağıtlar" başlıklı bölümünde, mukavelenamelerin de damga vergisine tabi olduğu belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı ile muhasebe hizmeti sunduğu kişiler arasında imzalanan sözleşmenin hükümleri uyarınca imzalanan sözleşmelerin her yıl tarifede belirlenen orana göre artış gösterdiğinden bahisle ödenmesi gereken damga vergisinin ödenmemesi dolayısıyla takdir komisyonu sevk edilerek resen vergi ziyaı cezalı damga vergisinin tarh edilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır..
Uyuşmazlığın esasını, yeni bir sözleşme imzalanmadan ya da eski sözleşme üzerine herhangi bir şerh konulmadan kendiliğinden veya sözleşmedeki bir hüküm dolayısıyla sözleşmenin süresinin uzaması durumunda süresi uzayan sözleşme için yeniden damga vergisinin doğup doğmayacağı hususu oluşturmaktadır.
Yukarıda anılan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, damga vergisinin dogması için öncelikle kanunda belirlenmiş bir kağıt veya elektronik ortamda düzenlenmiş bir belge ya da veri olması, bu kağıt, belge ya da verinin imzalanmış olması ya da imza yerine geçecek bir işaret konmuş olması gerekmekte olup, bu kağıtların hükümlerinin yenilenmesi durumunda ise sadece bu kağıtların yenilenmesine ilişkin mektup ve şerhlerin damga vergisine tabi olduğu düzenlemesine yer verildiği görülmektedir.
Damga Vergisi Kanunu'nun 2. maddesinde şerhlerden bahsedilmekle birlikte mektup ve şerhin yasal tanımı yapılmamıştır. Şerh; bir anlatım veya yorumlama, bir şeyi açıklamak amacıyla bir kağıda yazılmış olan ifade olarak tanımlanabilir. Şerh yazılı olan bir kağıdın, herhangi bir yerine, hoşluğuna konulabilir .Önceden düzenlenmiş bulunan kağıdın altına veya arkasına bir boşluğa, bu kağıdın hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine, devrine veya bozulmasına ilişkin şerh konulması halinde bu kağıt damga vergisine tabi olur.
Olayda, davacı şirketin imzalamış olduğu hizmet satış sözleşmesinde yer alan "sözleşmenin karşılıklı fesh edilmediği sürece yürürlüktedir. Ancak belirlenen ücret heryıl karşılıklı anlaşarak sözleşmeye ek yapılmadan yeni sözleşme düzenlenmeden mevcut sözleşme geçerliliğini koruyacaktır." şeklindeki maddenin, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalar karşısında damga vergisine konu kağıdın hükümlerinin yenilenmesine ilişkin kağıda konulmuş bir şerh olarak kabulünün mümkün olmadığı, bu nedenle, sözleşmede bulunan bu hüküm gereğince süresi kendiliğinden uzayan sözleşmenin 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun aradığı anlamda damga vergisine labi bir sözleşme olarak kabul edilemeyeceği, aksi düşüncenin, verginin kanuniliği ilkesine aykırı olarak kanunda yazılı olmayan bir durumun yorum yoluyla genişletilerek vergi alınmasına yol açacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan, mahkememizin 14/09/2015 tarihli ara kararıyla, davalı idareden. Davacı mükellefin işe başladığı tarihte müşterileriyle yaptığı, hizmet sözleşmeleri dolaysıyla tahakkuk eden damga vergilerini ödeyip ödemediği, davacı ile müşterileri arasında hangi sözleşmelerin düzenlendiği konusunda herhangi bir araştırma yapılıp yapılmadığı. İlgili yıllarda düzenlenen hizmet sözleşmelerin ilişkin damga vergileri ödendikten sonra davacı ile müşterileri arasında yeni bir sözleşme düzenlenip düzenlenmediği veya söz konusu sözleşmelerde sözleşmenin uzatıldığına, değiştirildiğine, devrine veya bozulduğuna dair herhangi bir tespit yapılıp yapılmadığı, hususlarının sorulduğu davalı idare tarafından verilen 30.09.2015 tarihli cevabi yazıdan, tarh dosyasının tetkikinden ödemeler sonrası yeni sözleşmeler düzenlendiği veya değiştirme ya da uzatma yapıldığına dair tespitin bulunmadığı belirtilmiştir.
Bu durumda, davacının düzenlediği sözleşmeye ilişkin olarak tahakkuk eden damga vergilerinin ödenmiş olması ve tarafların aktif eylem ve iradesi ile yapılmış yeni hukuki bir muamelenin olmaması dolayısıyla yeni bir kağıt da düzenlememiş olması nedeniyle davacı adına yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın KABULÜNE, cezalı tarhiyatın iptaline, aşağıda dökümü yapılan 77.70-TL yargılama giderinin davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, artan posta ücretinin kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içinde Ankara Bölge İdare Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere 07/10/2015 tarihinde karar verildi.
HAKİM
BİLAL ÖZCAN
118400
