Av. Nazlı Gaye Alpaslan // Hürses
1- Şirketin Vergi Borcu ve Bu Borçtan Şirket Ortağının Sorumluluğu :
Şirket tüzel kişiliğinin ödenmeyen vergi borçlarından şirket ortak ve müdürlerinin sorumluluğu derece derece, 6183 sayılı yasada düzenlenmiştir. Şirket tüzel kişiliğinin ödenmeyen vergi borçlarından, öncelikle şirket tüzel kişiliği sorumludur. Başka bir deyimle, borç şirketin borcu olup, ortakların sorumluluğu daha sonraki safhalarda ancak şirketin toplam borcu içindeki ortağın şirketteki ortaklık payına göre ayrıca tartışılabilir (1).
Birinci planda, şirket borcundan, şirket tüzel kişiliğinin mükellefiyeti söz konusudur. Şirketin mal varlığı, iş bu konu borcunu ödenebilecek düzeyde olmaması halinde ise, şirket müdürü bu defa ikinci planda sorumlu olacaktır (2). Şirket mal varlığından tahsil olanağı kalmayan ve şirket müdürlerinden de tahsil olanağı kalmayan borçlardan, şirket ortakları şirket içindeki payları nispetinde sorumludurlar (3).
2- Şirket Ortağının Kişisel Banka Hesabına Bloke Konulması :
Uygulamada; şirket borcu nedeniyle, mal varlığı araştırılmasına gidilmeden doğrudan şirket ortağı veya müdürünün banka hesaplarına blokaj konulması hukuken tartışmalı bir konudur (4). Uygulamada, vergi dairesi şirket müdürlerinin, şirket ortaklarının hesaplarına genel bir “borç listesi ile” haciz koymaktadırlar. Bu genel borç döküm listesinde, o vergi dairesinin faaliyet alanındaki tüm borçlu mükellefler, o ilin içindeki tüm bankaların, merkezlerine yollanmaktadır. Banka bölge müdürlükleri de, kendileri ve bağlı olan tüm şubelere (il-ilçe) bu borçlular listesini yollayıp, tebliğ etmektedir (5). Sonuçta, o anda bankada, borçlu bireysel kişinin veya tüzel kişiliğin borcu var ise, bu meblağ bloke edilerek, bekletilmektedir (6). Özetle, borçlu şirket bu parayı çekememekte veya şirket ortağının şahsi hesabına bu blokaj konulmuş ise bu para şirket ortağına banka tarafından ödenmemektedir. Bu paranın ödenebilmesi için banka, vergi dairesinden ilişiksiz yazısı getirilmesini şirket ortağından istemektedir. Bu uygulama hukuken tartışmaya açık bir konu olup, esasen hukuken geçerli bir mevduat haczi veya bloke etme işlemi değildir. Benzeri bir uygulamayı yurt dışı yasağı uygulamasında da yaşanabilinmektedir (7).
3- Şirketten Ayrılan Eski Ortak Hk. Uygulamanın Yurt Dışı Yasağı ve Kişisel Hesaplara Konulan Blokajların Hukuksal Durumu:
Yüksek Mahkeme Danıştay, vermiş olduğu pek çok kararında...
Kaynak ve Yazının Devamı ► http://www.hurses.com.tr/goster.php?id=5505&tur=3