28 Haziran 2016 Salı
Varlık barışının getirecekleri – götürecekleri
Unknown | 09:45 | Bumin Doğrusöz | Mükellef | Torba Kanun | Torba Yasa | Varlık Barışı | YazarlarDr. Bumin DOĞRUSÖZ
Dünya Gazetesi
Yasama organına sevk edilmiş bulunan 76 maddelik “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile vergi kanunlarında (Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Harçlar Kanunu, Emlâk Vergisi Kanunu ve Damga Vergisi Kanunu) önemli diğer bazı kanunlarda (İcra İflas Kanunu, Çek Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Sosyal Güvenlik Kanunu) önemli değişiklikler yapılması öngörülüyor. Bunları ileriki yazılarımda irdeleyeceğim.
Bu yazımda, söz konusu Torba Kanun Tasarısı ile tekrardan ihdas edilmek istenen “varlık barışı” üzerinde durmak istiyorum. Çünkü yeni varlık barışı mükelleflere, akla hiç gelmeyecek yollar ve avantajlar sunuyor.
Gerçek ve tüzel kişiler yurt dışında bulunan para, altın, menkul kıymet veya sermaye piyasası araçlarını Türkiye’deki banka ve aracı kurumlara, alacaklar ve taşınmazları ise vergi dairesine 31.12.2016 tarihine kadar bildirirler veya beyan ederlerse, haklarında bu bildirdikleri kıymet veya değerlerle ilgili vergi incelemesi yapılmayacak, kambiyo mevzuatına göre inceleme söz konusu olmayacak, gümrük mevzuatı veya kaçakçılıkla mücadele mevzuatı uyarınca yahut Türk Ceza Kanunu’na (Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinden kaynaklanan suç gelirini aklama açısından) göre soruşturma yapılamayacak. Bildirilen veya beyan edilen tutarlar üzerinden her hangi bir vergi ödenmesi söz konusu olmayacak.
Bu kıymetlerin veya değerlerin kanunun yayımı tarihinde veya beyan/bildirim tarihinde yurt dışında mevcut olduğunu tevsik zorunluluğu da maddede yok. Bu nedenle tasarı, bir miktar dövizin (örneğin kayıt dışı hasılatı) yurt dışına götürülüp, sonra getirilmesine yol açma ihtimali vardır. Özellikle yurt içi kayıt dışı hasılatını kayda almak isteyenlerin bu yola gitme ihtimallerine de dikkat etmek gerekiyor.
Üstelik “gerçek ve tüzel kişiler bu fıkrada sayılan –yukarıda aktardığım- varlıkları, diğer kişilerin nam veya hesabına bildirimde veya beyanda bulunabilirler”. Tasarıda böyle yazıyor. (Konum dışında olmakla birlikte yazım şekli Türkçe’ye aykırıdır.) Yani Ahmet Beyin parası X Şirketi adına beyan edilebilecek veya X Şirketi yurt dışında kayıt dışı bıraktığı ihracat bedelini patron Ahmet Bey adına beyan edilebilecek.
Bankalara beyan edilen para, altın, döviz ve menkul kıymetlerin bildirimi izleyen 1 ay (31.12.2016’yı geçmemek kaydı ile), alacak ve taşınmazların karşılığı tutarların ise beyanı izleyen bir yıl içerisinde Türkiye’ye getirilmesi zorunlu. Ancak bu beyan edilen tutarlar bir şirket adına yapılırsa ve bu tutarlar şirketin defterlerine kaydedilirse ve kanunun yürürlüğe giriş tarihinde mevcut yurt dışı kredilerin ödenmesinde kullanırsa, doğal olarak ülkeye getirme zorunluluğu söz konusu olmayacak.
Ancak burada zor olan, bir gerçek kişinin yurt dışında bir gayrimenkulü varsa, örneğin Almanya’da 100 bin euro değerinde bir dairesi varsa, bu daireyi satmadan bu parayı nasıl ülkeye getireceği. Üstelik bir gerçek kişinin bunu niçin beyan edeceği de ayrı bir soru.
Şirketlerin bu beyan ettikleri tutarları kayda almaları da ihtiyari. Çünkü tasarı beyan ve bildirim konusu tutarlar için “defter tutan mükellefler tarafından (…) kanuni defterlerine kaydedilebilir” demektedir. Bu ifade ...
Kaynak ve Yazının Devamı ► http://www.dunya.com/varlik-barisinin-getirecekleri-goturecekleri-164688yy.htm
