Türklerin, özellikle yurtdışındaki varlıklarını ülkeye çekmek için uygulanan varlık barışı bir kez daha gündeme geldi. Yeni yasa tasarısı özellikle vergisiz olması ve karapara vurgusuyla eleştiriliyor.
Serhat ALİGİL
Dünya Gazetesi
Temelde, özellikle kriz yıllarının sorunlarını aşma ve yeni finansal kaynaklar bulma amacını taşıyan ‘varlık barışı’ türü düzenlemeler, birçok tartışmayı da beraberinde getiriyor. Örneğin ilk düzenleme önce varlık barışı liderliğine oynayan daha sonra vergi borcunu ödemeyenler listesine giren Ali Türkan gibi isimleri popüler ekonomik kültürümüze kazandırdı. Bu nedenle halen TBMM’de yasalaşmayı bekleyen yeni düzenlemenin ışığında bu ‘barış’a gözatmak faydalı.
İlki yurtiçini de kapsadı
► İlk uygulamalar ne zaman çıkarıldı?
İlk varlık barışı uygulaması, 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun ile 22 Kasım 2008’de kabul edildi. 2 Mart 2009’de sona eren başvurusu süresi, Temmuz 2009’da uygulamaya giren ikinci varlık barışıyla o yılın sonuna kadar uzatıldı. Ayrıca daha sonra çıkarılan 6111 sayılı Yasa’yla da 5811 sayılı Yasa kapsamında beyan edilen yurtdışında bulunan varlıklarını süresi içinde Türkiye’ye getiremeyen mükelleflere, 2 Mayıs 2011’e kadar ek süre verildi. Bu düzenlemenin en önemli özelliği yurtiçindeki vatandaşları da kapsamasıydı. İlgili kanunla başvuranlardan yurtiçi varlıklar için yüzde 5, yurtdışı varlıklar için yüzde 2 vergi alındı. Sadece yurtdışı varlıkları kapsayan varlık barışı ise 29 Mayıs 2013’te 6486 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 85’inci maddeyle yürürlüğe girdi. Bunda da yüzde 2 vergi uygulaması vardı.
► Ne tür varlıkları kapsadı?
2008 ve 2013 yılıyla ilgili varlık barışı düzenlemeleri gerçek veya tüzel kişilere ait olup yurtdışında bulunan para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının ekonomiye kazandırılması ve taşınmazların kayda alınmasını hedefl edi. 2008 yılıyla ilgili düzenleme ayrıca yurtiçinde bulunan ancak, işletmelerin öz kaynakları içinde yer almayan bu türden varlıkların sermaye olarak konulması suretiyle işletmelerin sermaye yapılarının güçlendirilmesini de hedefliyordu.
► Ne tür sonuçlar elde edildi?
Özellikle son dönem uygulanan varlık barışlarından tatmin edici sonuçlar alınamadı. Dayanağını 5811 sayılı Yasa’dan alan ve uygulaması 2009 sonunda biten ilk iki varlık barışıyla ilgili Gelir İdaresi Başkanlığı’nın internet sitesinde açıkladığı sonuçlara göre (10 Şubat 2010 itibariyle) toplamda 64 bin 567 beyannameyle 48,3 milyar liralık matrah elde edildi. Hesaplanan ve ödenmesi gereken vergi ise 1,6 milyar lira hesapladı. Öte yandan bu barış sayesinde elde edilen toplam matrahın 20,4 milyar liralık kısmı ise yurtiçinde ikamet eden kişiler tarafından beyan edildi. Bu kesim için hesaplanan vergi de 1 milyar liranın üstündeydi. 1,6 milyar liralık toplam verginin yüzde 60’ının tahsil edildiği tahmin ediliyor. 2013 yılı içinde kabul edilen ve bir kez uzatmayla aynı yılın ekim ayında başvurusu sona eren üçüncü varlık barışı uygulamasının sonuçlarını Gelir İdaresi henüz yayınlamadı. Ancak 2013 sonunda dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamasına göre toplam 69,8 milyar liralık varlık beyan edildi. Bu kapsamda 1,4 milyar lira vergi tahakkuk ettirildi
► Beyanlarda neler var?
Yine GİB’in açıkladığı 5811 sayılı Yasa’ya dayanan varlık barışının detayların göre beyanların yüzde 29,2’si ‘TL’, yüzde 51,5’i ‘döviz’ olarak bildirildi. Ayrıca beyanların yüzde 6,7’si ‘altın’, yüzde 6,4’ü ‘menkul sermaye’, yüzde 6,2’si ‘taşınmaz’ şeklinde oldu.
► Son düzenlemenin özellikleri?
Halen TBMM olan ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen yeni varlık barışına göre gerçek ve tüzel kişilerce yurtdışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve...
Kaynak ve Haberin Devamı ► http://www.dunya.com/ekonomi/ekonomi-diger/varliki-olanla-yine-baris-ariyoruz-304923h.htm