Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
Vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi, Esnaf Ahilik Sandığının kurulması, genel sağlık sigortası prim borçlarının yeniden yapılandırılması gibi düzenlemelerin de bulunduğu kanun teklifi TBMM Başkanlığına sunuldu.
GENEL GEREKÇE
1/1/2012 tarihinden itibaren herhangi
bir kapsamda sosyal güvencesi olmayan vatandaşlarımız, 5510 sayılı Kanun gereği
zorunlu olarak genel sağlık sigortası kapsamında tescil edilmektedir.
Vatandaşlarımız üç basamaklı bir sistemde öngörülen genel sağlık sigortası
primlerini ödeyerek, sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkına sahiptir. Diğer
yandan, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına giderek gelirleri brüt
asgari ücretin üçte birinin altında olduğu tespit edilen vatandaşımızın genel
sağlık sigortası primleri, Devletimiz tarafından ödenmekte ve söz konusu
vatandaşlarımız sağlık hizmetlerine ulaşabilmektedir.
2012 yılından günümüze kadar uygulanan
ve sosyal güvencesi olmayan vatandaşlarımıza da sağlık imkânı sunan söz konusu
sistemin bazı aksaklıkları içinde barındırdığı görülmüştür. Bu aksaklıkların
başında bu kapsamdaki vatandaşlarımızın, genel sağlık sigortası prim borçlarım
ödeme alışkanlığının bulunmaması ve sistemin sade olmaması gelmektedir.
Sistemin basit, uygulanabilir ve erişilebilir olması amacıyla düzenleme
yapılması ve ayrıca geçmiş prim borçları ile ilgili de yapılandırma hakkı
teklif edilmektedir.
Ayrıca, teklif ile 5510 sayılı Kanunun 4
üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1), (2) ve (3) numaralı alt
bentlerine tabi olarak çalışan sigortalıların ekonomik olarak zor duruma
düşmeleri nedeniyle işyerini kapatmaları veya iflas etmeleri durumunda oluşacak
gelir kayıplarını telafi etmek üzere Esnaf Ahilik Sandığı kurulması
amaçlanmıştır.
Esnaf Ahilik Sandığının kurulması
kapsamında 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda
gerekli değişikliklerin yapılması amaçlanmıştır. Buna ilave olarak, işsizlik
ödeneği ödeme tarihinin belirlenmesine ilişkin düzenleme önerilmektedir.
Hükümetlerimiz
döneminde yatırımın, üretimin, istihdamın arttırılması için yapılan yasal
düzenlemelere ilave olarak hazırlanan Kanun Teklifiyle;
•
Ülkemize döviz
girişini artırmak ve inşaat sektörünü desteklemek amacıyla Türkiye’de yerleşmiş
olmayan yabancı uyruklu gerçek kişiler ile kanuni ve iş merkezi Türkiye’de
olmayan ve bir işyeri ya da daimi temsilci vasıtasıyla Türkiye’de kazanç elde
etmeyen kuramlara yapılan konut ve işyeri teslimlerinde katma değer vergisi
istisnası sağlamak suretiyle konut ve işyeri satışlarının teşvik edilmesi,
•
İnşaat sektöründe
maliyetleri azaltmak amacıyla tapu harcı oranlan ile bu sektörde kullanılan
bazı kâğıtlar bakımından damga vergisi oranlarının farklılaştmlmasma imkân
sağlanması,
•
Vergiye gönüllü uyumun
artırılması amacıyla uyumlu gelir ve kuramlar vergisi mükelleflerinin yıllık
beyanname ile beyan ettikleri gelir ve kurumlar vergisinin belli bir kısmına
kadar indirim yapılması,
yönünde düzenlemeler
yapılmaktadır.
Yine DSİ tarafından yürütülen baraj
projelerinin kapsamında bulunan kamulaştırma ve iskan/yeniden yerleşim
çalışmalarının barajı yapan DSİ tarafından tek elden yürütülmesi neticesinde
projelerin süresinde tamamlanması ve ülke ekonomisine katkısının bir an önce
sağlanması amacıyla mevzuatta düzenleme yapılması teklif edilmektedir.
MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1- Yapılan düzenleme ile ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle
gelir vergisi mükellefi olanlar ile finans, bankacılık ve sigortacılık
sektörlerinde faaliyet gösterenler hariç olmak üzere, kurumlar vergisi
mükelleflerinden, maddede yer alan şartları taşıyanların verecekleri yıllık
gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5’inin,
ödenmesi gereken vergiden indirilmesi, indirilemeyen tutarların ise yıllık
gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir
tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden
mahsup edilmesi imkanı sağlanmakta, mahsup edilemeyen tutarların ise iade
edilmemesi öngörülmektedir.
İndirim uygulamasından şartları
taşımadığı halde yararlananlar ile uygulamadan yararlandıktan sonra haklarında
ikmalen, re’sen veya idarece tarhiyat yapılan ve yapılan tarhiyatı
kesinleşenlerden zamanında ödenmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası da uygulanmak
suretiyle aranılacaktır.
Ayrıca,
maddede geçen 1 milyon liralık tutarın, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında
artırılmak suretiyle uygulanması öngörülmekte ve Bakanlar Kuruluna, indirim
oranını ve 1 milyon liralık tutan iki katma kadar artırmaya, sıfıra kadar
indirmeye, kanuni oran ve tutarına getirmeye; Maliye Bakanlığına, maddenin
uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetki verilmektedir.
MADDE 2- Yapılan
düzenlemeyle, damga vergisine tabi kâğıtlar arasında yer alan inşaat sektörüne
ilişkin farklı sözleşme türleri, Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı
tablonun “I. Akitlerle ilgili kâğıtlar” başlıklı bölümünün “A. Belli parayı
ihtiva eden kâğıtlar:” fıkrasında sayılmak suretiyle, bu kâğıtlar için oran
farklılaştırılmasma imkân verilmesi sağlanmaktadır.
MADDE 3- Yapılan
düzenlemeyle, 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı tarifenin “I-Tapu
işlemleri” başlıklı bölümünün (20) numaralı fıkrasının (a) bendinde düzenlenen
gayrimenkullerin tapuda satış yoluyla devri işlemine ilişkin tapu harcı oranım,
gayrimenkullerin türleri, sınıfları, büyüklükleri, bulunduğu yer ve vergi
değerleri itibarıyla veya gayrimenkullerin asli edim kapsamında gayrimenkul
sertifikası karşılığı edinilip edinilmediğine göre farklılaştırmaya yönelik
Bakanlar Kuruluna yetki verilmektedir.
MADDE 4- Yapılan
düzenlemeyle, ülkemize döviz girişinin arttırılması ve inşaat sektörünün teşvik
edilmesi amacıyla inşa edilen işyeri ve konutların satış bedelinin yurtdışından
getirilecek döviz olarak ödenmesi şartıyla, Türkiye’de yerleşmiş olmayan
yabancı uyruklu gerçek kişiler ile kanuni ve iş merkezi Türkiye’de olmayan ve
bir işyeri ya da daimi temsilci vasıtasıyla Türkiye’de kazanç elde etmeyen
kurumlara ilk satışı, katma değer vergisinden istisna edilmektedir.
MADDE 5- Madde ile 5510
sayılı Kanunun 50 nci maddesi kapsamındaki isteğe bağlı sigortalılar, 6132
sayılı At Yarışları Hakkında Kanuna tabi jokey ve antrenörler, köy ve mahalle
muhtarları ile tarımsal faaliyette bulunanlar hariç olmak üzere; 5510 sayılı Kanunun
4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında hizmet akdine bağlı
olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için Esnaf Ahilik
Sandığının kurulması amaçlanmaktadır.
MADDE 6- Madde ile
Türkiye İş Kurumunun faaliyet alanı ile ilgili yapılacak proje ve programlara
münferiden veya yurt içi ya da uluslararası kuruluşlarla işbirliği halinde
eğitim ve danışmanlık hizmeti verilebilmesi sağlanmaktadır. Ayrıca 5018 sayılı
Kanuna ekli (I) ve (II) sayılı cetvellerde yer alan idarelere proje karşılığı
aktarılan hibe niteliğindeki tutarların izlenmesine ilişkin usule tabi olmak
amacıyla 5234 sayılı Kanunun 32 nci maddesine atıf yapılarak, Avrupa Birliği ve
uluslararası kuruluşlarla yürütülen projeler karşılığı temin edilen hibe
niteliğindeki tutarların, Türkiye tş Kurumunun bütçesine gelir kaydedilmeksizin
özel hesaplarda izlenmesi imkânı getirilmiştir.
MADDE
7- Madde ile Esnaf Ahilik Sandığının kurulması nedeniyle buradan ödenek
alacakların genel sağlık sigortalısı sayılması amaçlanmaktadır.
MADDE
8- Madde ile Esnaf Ahilik Sandığının kurulması nedeniyle buradan ödenek
alacakların genel sağlık sigortalılığı başlangıç tarihinin belirlenmesi
amaçlanmaktadır.
MADDE
9- Madde ile mevcut durumda üç kategoride uygulanan genel sağlık sigortası prim
oranının tek kategoriye indirilmesi suretiyle sistemin etkinliğinin artırılması
ve sadeleştirilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE
10- Madde ile 5510 sayılı Kanunun 60 mcı maddesinin birinci fıkrasının (g)
bendi kapsamında genel sağlık sigortalılarının prim oranı prime esas kazancın
%3’ü olarak belirlenmekte ve bu oranın %12’ye kadar artırma konusunda Bakanlar
Kuruluna yetki verilmektedir.
MADDE 11-5510 sayılı Kanuna eklenen ek
13 üncü madde ile, Türkiye’de ikamet eden Türk vatandaşlarının Türk soylu
olmakla birlikte Türkiye’de ikamet etmeyen ve Türk vatandaşı olmayan aile
fertleri ile 6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanununun 16 ncı maddesinin
birinci fıkrasının (ç) bendinde belirtilenlerden aynı Kanunun 13 üncü maddesi
kapsamında olanların Türkiye’de bulundukları sürelerde sağlık hizmetlerinden
yararlanamaması sebebiyle oluşan mağduriyetin giderilmesi amaçlanmaktadır.
5510 sayılı Kanuna eklenen ek 14 üncü
madde ile, işyerinde kayıt dışı veya sahte sigortalı tespit edilmesi halinde
mevcut durumda işverenler bir yıl süreyle istihdam teşviklerinden
yararlanamamaktadırlar. Özellikle sigortalı sayısı fazla olan işyerlerinde
yapılan denetim ve kontrollerde, kasıt olmaksızın ihmal veya başka bir nedenle
kayıt dışı sigortalı çalıştırıldığının tespit edilmesi halinde, işyerine
uygulanan teşviklerden bir yıl süreyle yasaklama işlemi işlenen fiil ile
orantılı olmamaktadır.
Yapılan düzenleme ile kayıt dışı
istihdamın veya sahte sigortalılığın tespiti halinde uygulanmakta olan bir yıl
süreyle teşviklerden yararlanamama uygulamasının birinci tespitte bir ay
süreyle ilk tespitten itibaren üç yıl içinde yapılan tespitlerde ise bir yıl
süreyle teşviklerden yararlanamaması şeklinde değiştirilmesi amaçlanmıştır.
Maddede yer alan “Beş kişiden fazla
olmamak koşuluyla çalıştırılan toplam sigortalı sayısının % 1 ’ ini aşmayan
sayıda, çalıştırılan; kişilerin sigortalı olarak bildirilmediğinin veya
bildirilen kişilerin fiilen çalışmadığının tespit edilmesi halinde birinci
fıkra hükümleri uygulanmaz.” hususu ile ilgili olarak ise işverenlere 5510
sayılı Kanuna göre idari para cezaları uygulanmaya devam edilecektir.
Ayrıca
bu maddenin yürürlük tarihinden önce bir yıl istihdam teşviklerinden
yararlanamama durumuna düşmüş olan işyerlerinin bir yıldan kalan sürelerinde
ikinci bir tespit olmadığı takdirde istihdam teşviklerinden yararlanması da
amaçlanmıştır.
MADDE
12- 5510 sayılı Kanuna eklenen geçici 73 üncü madde ile, genel sağlık sigortası
prim borçlan yeniden yapılandırılmaktadır.
MADDE
13- DSİ tarafından yürütülen baraj projeleri sebebiyle yerleşim yerleri su
altında kaldığından yaklaşık 350.000 kişi etkilenmiş olup, devam eden ve
yapılacak barajlardan ise yaklaşık 270.000 kişinin daha etkileneceği tahmin
edilmektedir. Etkilenen bu ailelerin göçe zorlanmadan kendi yerleşim yerleri
yakınındaki yeni yerleşim yerleri içerisinde iskân edilmeleri uygun olacaktır.
Halen DSİ tarafından yürütülen llısu, Yusufeli, Melen, Silvan ve Reyhanlı
Barajları başta olmak üzere 25 projede, 2 ilçe, 3 belde ve 93 köy yerleşim
yerinde yemden yerleşim söz konusudur. DSİ tarafından yapılan baraj projeleri
kapsamında kalan yerleşim yerlerinin ve bu alanlarda yaşayanların yeniden iskân
edilmeleri barajın yapımı ve tamamlanması ile senkronize olarak
neticelendirilememektedir. Bu durum ise, yatınm projesinin faydaya dönüşmesini
geciktirmektedir. DSİ nin yaptığı baraj projelerinden etkilenen ve
kamulaştırmaya konu olan yerleşim yerlerinin iskânı, kamulaştırma ve inşaat iş
programına uyumlu olarak yürütülmesinde fayda bulunmaktadır. DSİ tarafından
yürütülen baraj projelerinin kapsamında bulunan kamulaştırma ve iskan/yeniden
yerleşim çalışmalarının barajı yapan DSİ tarafından tek elden yürütülmesi
neticesinde projeler süresinde tamamlanacak ve ülke ekonomisine katkısı bir an
önce sağlanacaktır. Bu sebeplerle mevzuatta düzenleme yapılması teklif
edilmektedir.
MADDE 14- Düzenleme ile
sendika ve konfederasyonların işbirliği protokolü çerçevesinde, kadın
istihdamını destekleyici faaliyetler kapsamında kullanılması şartıyla Bakanlığa
kaynak aktarımına imkan verilmektedir.
MADDE 15- Yürürlük
maddesidir.
MADDE 16- Yürütme maddesidir.
GELİR VERGİSİ KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1-
31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mülga mükerrer 121
inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Vergiye uyumlu mükelleflere vergi
indirimi
MÜKERRER MADDE 121- Ticari, zirai veya
mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile finans,
bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler hariç olmak üzere
kurumlar vergisi mükelleflerinden, bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen
şartları taşıyanların yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri
üzerinden hesaplanan verginin %5’i, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar
vergisinden indirilir. Şu kadar ki hesaplanan indirim tutarı, her hal ve
takdirde 1 milyon liradan fazla olamaz. İndirilecek tutarın ödenmesi gereken
vergiden fazla olması durumunda kalan tutar, yıllık gelir veya kurumlar vergisi
beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin
beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebilir. Bu süre
içinde mahsup edilemeyen tutarlar red ve iade edilmez. Gelir vergisi
mükelleflerinin yararlanacağı indirim tutarı, ticari, zirai veya mesleki
faaliyet nedeniyle beyan edilen kazançların toplam gelir vergisi matrahı
içerisindeki oranı dikkate alınmak suretiyle hesaplanan gelir vergisi esas
alınarak tespit edilir.
Söz konusu indirimden faydalanabilmek
için;
1.
İndirimin
hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait
vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş (Kanuni süresinde verilen bir
beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya
pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.) ve bu beyannameler
üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması (Her bir
beyanname itibarıyla 10 liraya kadar yapılan eksik ödemeler bu şartın ihlali
sayılmaz.),
2.
(1) numaralı bentte
belirtilen süre içerisinde haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla
ikmalen, re5sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması
(Yapılan tarhiyatlarm kesinleşmiş yargı kararlarıyla veya Vergi Usul Kanununun
uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış olması
durumunda, bu şart ihlal edilmiş sayılmaz.),
3.
indirimin
hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı (vergi cezalan
dahil) 1.000 liranın üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmaması,
şarttır.
İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait
olduğu yıl ile önceki dört takvim yılında Vergi Usul Kanununun 359 uncu
maddesinde sayılan fiilleri işlediği tespit edilenler, bu madde hükümlerinden
yararlanamazlar.
Bu madde kapsamında vergi indiriminden yararlanan mükelleflerin, öngörülen şartları taşımadığının sonradan tespiti halinde ilgili vergilendirme döneminde indirim uygulaması dolayısıyla ödenmeyen vergiler yönünden vergi ziyaı doğmuş sayılır. Bu hüküm, indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yılda herhangi bir vergiye ilişkin beyanların gerçek durumu yansıtmadığının, indirimden yararlanıldıktan sonra, tespiti üzerine yapılan tarhiyatların kesinleşmesi halinde de uygulanır ve bu takdirde indirim uygulaması dolayısıyla ödenmeyen vergiler ile bunlara ilişkin cezalar açısından zamanaşımı,
Bu maddede geçen vergi beyannamesi ve
vergi ibareleri, Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken
vergi beyannameleri ile bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergileri ifade
eder.
Birinci fıkrada yer alan tutar, her yıl bir önceki yıla
ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme
oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Bu şekilde hesaplanan tutarın %5’ini
aşmayan kesirler dikkate alınmaz. Bakanlar Kurulu, birinci fıkrada yer alan
oram ve tutarı iki katma kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, kanuni oran
ve tutarına getirmeye; Maliye Bakanlığı, maddenin uygulamasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye yetkilidir.”
MADDE 2- 1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı
Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablonun “I. Akitlerle ilgili kağıtlar”
başlıklı bölümünün “A. Belli parayı ihtiva eden kağıtlar:” başlıklı fıkrasına
(13) numaralı bentten sonra gelmek üzere aşağıdaki bentler eklenmiştir.
“14. Resmi şekilde düzenlenen kat
karşılığı veya hasılat paylaşımı inşaat sözleşmeleri (Binde
9,48)
15.
Resmi şekilde
düzenlenen kat karşılığı veya hasılat paylaşımı inşaat sözleşmeleri kapsamında yapı müteahhitleri
ile alt yükleniciler arasında düzenlenen inşaat
taahhüt sözleşmeleri (Binde
9,48)
16.
Kat karşılığı veya
hasılat paylaşımı inşaat işlerine ilişkin danışmanlık hizmet sözleşmeleri (Binde
9,48)
17. Yapı denetimi hizmet
sözleşmeleri (Binde
9,48)”
MADDE 3-
2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı tarifenin “I-Tapu işlemleri” başlıklı bölümünün
(20) numaralı fıkrasının (a) bendinin sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
“Bakanlar
Kurulu, bu bende ilişkin kanuni nispeti, gayrimenkullerin türleri, gayrimenkul
sertifikası karşılığı edinimi, sınıfları, büyüklükleri, bulunduğu yer ve vergi
değerleri itibarıyla birlikte veya ayrı ayrı olmak üzere, bir katma kadar
artırmaya, onda birine kadar indirmeye yetkilidir.”
MADDE 4- 25/10/1984 tarihli ve 3065
sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasına
aşağıdaki bent eklenmiştir.
“i)
Konut veya işyeri olarak inşa edilen binaların ilk tesliminde uygulanmak ve
bedeli döviz olarak Türkiye’ye getirilmek kaydıyla, Türkiye’de yerleşmiş
olmayan yabancı uyruklu gerçek kişiler ile kanuni ve iş merkezi Türkiye’de
olmayan ve bir işyeri ya da daimi temsilci vasıtasıyla Türkiye’de kazanç elde
etmeyen kurumlara yapılan konut veya işyeri teslimleri (Şu kadar ki bentte
öngörülen şartların gerçekleşmemesi halinde zamanında alınmayan vergi, ceza ve
gecikme faizi yabancı uyruklu gerçek kişi ile kanuni ve iş merkezi Türkiye’de
olmayan ve bir işyeri ya da daimi temsilci vasıtasıyla Türkiye’de kazanç elde
etmeyen kumrulardan tahsil edilir. Zamanında alınmayan vergiler ile vergi
cezalarında zamanaşımı, verginin tarhını veya cezanın kesilmesini gerektiren
durumun meydana geldiği tarihi takip eden takvim yılının başından itibaren
başlar.),”
MADDE 5- 25/8/1999 tarihli ve 4447
sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Esnaf Ahilik Sandığı
EK MADDE 6- Esnaf Ahilik Sandığının
gerektirdiği görev ve hizmetler için malî kaynak sağlamak, piyasa şartlarında
kaynakları değerlendirmek, bu Kanunun öngördüğü ödemelerde bulunmak üzere Esnaf
Ahilik Sandığı kurulmuştur. Esnaf Ahilik Sandığı, Kurum Yönetim Kumlunun
kararları çerçevesinde işletilir ve yönetilir. Esnaf Ahilik Sandığı, Fon
kaynaklan ile aynı usul ve esaslar çerçevesinde değerlendirilir. Esnaf Ahilik
Sandığı, Sayıştay tarafından denetlenir.
Esnaf Ahilik Sandığının;
A)
Gelirleri;
a)
Esnaf Ahilik Sandığı
primlerinden,
b)
Bu primlerin
değerlendirilmesinden elde edilen kazanç ve iratlardan,
c)
Esnaf Ahilik
Sandığının açık vermesi durumunda Devletçe sağlanacak katkılardan,
d)
Bu madde gereğince
sigortalılardan alınacak ceza, gecikme zammı ve faizlerden,
e)
Diğer gelir ve
kazançlar ile bağışlardan,
B)
Giderleri;
a)
Esnaf Ahilik Sandığı
ödeneklerinden,
b)
5510 sayılı Kanun
gereği ödenecek sigorta primlerinden,
c)
48 inci maddenin
yedinci fıkrasında sayılan hizmetlere ilişkin giderlerden,
d)
Esnaf Ahilik Sandığı
hizmetlerinin yerine getirilebilmesi için Yönetim Kurulunun onayı üzerine Kurum
tarafından yapılan giderler ile hizmet binası kiralanması, hizmet satın
alınması, bilgisayar, bilgisayar yazılım ve donanımı alım giderlerinden,
oluşur.
Esnaf Ahilik Sandığı, bütçe kapsamı
dışında olup gelirlerinden vergi kesintileri hariç hiçbir şekilde kesinti
yapılamaz ve gelirleri genel bütçeye gelir kaydedilemez. Esnaf Ahilik
Sandığının gelir ve giderleri üçer aylık dönemler halinde 3568 sayılı Kanuna göre
ruhsat almış, denetim yetkisine sahip meslek mensubu yeminli malî müşavirlere
denetlettirilerek denetim raporlarının sonuçları ilân edilir. Esnaf Ahilik
Sandığının gelirleri ile bu gelirlerle alman her türlü taşınır ve taşınmazlar
Kuruma aittir. Esnaf Ahilik Sandığı, damga vergisi hariç her türlü vergi, resim
ve harçtan muaftır. Bu muafiyetin, 193 sayılı Kanun ile 5520 sayılı Kanun
uyarınca yapılacak vergi kesintilerine şümulü yoktur.
5510 sayılı Kanunun 50 nci maddesi
kapsamındaki isteğe bağlı sigortalılar, 10/7/1953 tarihli ve 6132 sayılı At
Yarışları Hakkında Kanuna tabi jokey ve antrenörler, köy ve mahalle muhtarları
ile tarımsal faaliyette bulun anlar hariç olmak üzere; 5510 sayılı Kanunun 4
üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında hizmet akdine bağlı
olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar Esnaf Ahilik Sandığı
kapsamında Esnaf Ahilik Sandığı sigortalısı sayılır.
Esnaf Ahilik Sandığı sigortası
zorunludur. Bu madde kapsamına giren ve halen faaliyette olanlar bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihte, faaliyetine daha sonra başlayanlar ise başladıkları tarihten
itibaren Esnaf Ahilik Sandığı sigortalısı olurlar.
Esnaf Ahilik Sandığı sigortasının
gerektirdiği ödemeleri, hizmet ve yönetim giderlerini karşılamak üzere, Esnaf
Ahilik Sandığı sigortalıları ve Devlet, Esnaf Ahilik Sandığı primi öder. Esnaf
Ahilik Sandığı primi sigortalının 5510 sayılı Kanunun 80 inci ve 82 nci
maddelerinde belirtilen prime esas günlük kazançlarından, %2 sigortalı ve %1
Devlet payı olarak alınır. Herhangi bir nedenle sigortalılık durumunun sona
ermesi halinde, o ana kadar sigortalıdan kesilen Esnaf Ahilik Sandığı primleri
ile Devlet payı iade edilmez. Esnaf Ahilik Sandığına sigortalılarca ödenen
primler, kazancın tespitinde gider olarak kabul edilir.
Esnaf Ahilik Sandığı primlerinin
toplanmasından Sosyal Güvenlik Kurumu, bu madde kapsamındaki diğer her türlü
hizmet ve işlemlerin yapılmasından Kurum görevli, yetkili ve sorumludur.
Esnaf Ahilik Sandığı primleri ile ilgili
olarak 5510 sayılı Kanunun 80 inci, 82 nci, 86 nci, 88 inci, 89 uncu, 90 mcı,
91 inci, 93 üncü ve 100 üncü madde hükümleri uygulanır. Esnaf Ahilik Sandığı
primlerinin toplanmasından, sigortalı bazında kayıtların tutulmasından,
toplanan primler ile uygulanacak gecikme cezası ile gecikme zammının Esnaf
Ahilik Sandığına aktarılmasından, teminat ve hak edişlerin prim borcuna
karşılık tutulmasından ve yersiz olarak alman primlerin iadesinden Sosyal
Güvenlik Kurumu görevli, yetkili ve sorumludur. Sosyal Güvenlik Kurumu bir ay
içinde tahsil ettiği primler ile gecikme cezası, gecikme zammını ayrı ayrı göstermek suretiyle tahsil edildiği
ayı izleyen ayın onbeşine kadar Esnaf Ahilik Sandığına aktarır. Uygulamaya
ilişkin hususlar Sosyal Güvenlik Kurumu ve Kurum arasında düzenlenen bir
protokol ile belirlenir. Kurum, Sosyal Güvenlik Kurumunun ay itibarıyla Esnaf
Ahilik Sandığına intikal ettirdiği sigortalı paylarını dikkate alarak Devlet
payını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından talep eder. Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı talep edilen miktarı talep tarihini izleyen onbeş gün içinde
Esnaf Ahilik Sandığına aktarır.
Esnaf Ahilik Sandığı sigortalılarına bu
maddede belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde, Kurumca aşağıda belirtilen
ödemeler yapılır ve hizmetler sağlanır.
a)
Esnaf Ahilik Sandığı
ödeneği.
b)
5510 sayılı Kanun
gereği ödenecek sigorta primleri.
c)
Yeni bir iş bulma.
d)
Aktif işgücü
hizmetleri kapsamında kurs ve programlar.
Esnaf Ahilik Sandığı bir önceki yıl prim
gelirlerinin %15’i; 48 inci maddenin yedinci fıkrasında belirlenen amaçlarla
hizmet sunmak için Kurum bütçesine aktarılmak suretiyle kullanılabilir. Ancak,
Esnaf Ahilik Sandığı ödeneğinden yararlanmakta olanlara yönelik hizmetler için
bu sınırlama dikkate alınmaz.
Günlük Esnaf Ahilik Sandığı ödeneği,
sigortalının son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan
günlük ortalama kazancının %40’ıdır. Bu şekilde hesaplanan Esnaf Ahilik Sandığı
ödeneği miktarı, 4857 sayılı Kanunun 39 uncu maddesine göre belirlenen aylık
asgari ücretin brüt tutarının %80’ini geçemez.
Esnaf Ahilik Sandığı sigortalıları için
sigortalılığının sona ermesinden önceki son 120 gün sürekli çalışmış
olanlardan, son üç yıl içinde;
a)
720 gün faaliyetini
sürdüren ve Esnaf Ahilik Sandığı primi ödemiş olanlara 180 gün,
b)
900 gün faaliyetini
sürdüren ve Esnaf Ahilik Sandığı primi ödemiş olanlara 240 gün,
c)
1080 gün faaliyetini
sürdüren ve Esnaf Ahilik Sandığı Primi ödemiş olanlara 300 gün,
süre ile Esnaf Ahilik Sandığı ödeneği
verilir. Esnaf Ahilik Sandığı ödeneği başvurulan izleyen ayın sonuna kadar
sonuçlandırılır. Esnaf Ahilik Sandığı ödeneği, her ayın beşinde aylık olarak
sigortalının kendisine ödenir. Ödeme tarihini öne çekmeye Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı yetkilidir. Esnaf Ahilik Sandığı ödeneği damga vergisi hariç
herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaz. Esnaf Ahilik Sandığı ödeneği,
nafaka borçları dışında haciz veya başkasına devir ve temlik edilemez.
Sigortalı, Esnaf Ahilik Sandığı ödeneğinden yararlanma süresini doldurmadan
tekrar faaliyetine başlar ve Esnaf Ahilik Sandığı ödeneğinden yararlanmak için
bu maddenin öngördüğü şartları yerine getiremeden yeniden faaliyetine son
verirse, daha önce hakettiği Esnaf Ahilik Sandığı ödeneği süresini dolduruncaya
kadar bu haktan yararlanmaya devam eder. Bu maddenin öngördüğü şartları yerine
getirmek suretiyle yeniden faaliyetin son bulması halinde ise sadece bu yeni
hak sahipliğinden doğan süre kadar Esnaf Ahilik Sandığı ödeneği ödenir.
Esnaf
Ahilik Sandığı sigortalılarından iflas istemiyle mahkemeye başvurulmuş olmak
suretiyle veya iflasa tabi olmamakla birlikte işyerini kapatmak suretiyle
sigortalılığı sona erenler, sigortalılığının sona erdiği tarihi izleyen günden
itibaren otuz gün içinde Kuruma doğrudan veya elektronik ortamda başvurarak
yeni bir iş almaya hazır olduklarını kaydettirmeleri, bu maddede yer alan prim
ödeme koşullarını sağlamış olmaları ve Esnaf Ahilik Sandığı primi ve bu prime
ilişkin herhangi bir borcunun olmaması kaydıyla Esnaf Ahilik Sandığı ödeneği
almaya hak kazanırlar. Ancak sigortalılığının sona ermesinden önceki en fazla
90 günlük süreye ilişkin Esnaf Ahilik Sandığı prim borcu olan sigortalılar, bu
maddede sayılan diğer şartları sağlamaları ve bu döneme ilişkin Esnaf Ahilik
Sandığı prim borçlarının 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve
taksitlendirilmiş veya ilgili diğer kanunlar uyarınca prim borçları yeniden
yapılandırılmış Esnaf Ahilik Sandığı prim borcu olanlar, tecil ve
taksitlendirmeleri veya yapılandırmaları bozulmamış olması şartıyla Esnaf
Ahilik Sandığı ödeneğinden faydalandırılır. Mücbir sebepler dışında, başvuruda
gecikilen süre Esnaf Ahilik Sandığı ödeneği almaya hak kazanılan toplam süreden
düşülür.
52 nci madde hükümleri, Esnaf Ahilik
Sandığı sigortası ve sigortalıları bakımından da kıyasen uygulanır. Ayrıca Esnaf
Ahilik Sandığı sigortalılarından hileli iflas eden veya işyerini usul ve
furuuna ya da muvazaalı olarak üçüncü şahıslara devredenlere yapılan ödemeler
ile sigortalının kusurundan kaynaklandığı belirlenen fazla ödemeler yasal faizi
ile geri alınır. Ölen sigortalılara yapılmış fazla ve yersiz ödemeler geri
tahsil edilmez.
Bu madde kapsamında Esnaf Ahilik Sandığı
sigortalıları için düzenlenecek kurs ve programlara ilişkin olarak Gümrük ve
Ticaret Bakanlığının görüşü alınır.
Bu maddede belirtilen prim oranlarını,
prim ödeme gün sayısı ve ödenek sürelerini, 48 inci maddenin yedinci fıkrasında
belirlenen amaçlarla hizmet sunmak için Kurum bütçesine aktarılacak prim
gelirlerinin oranını bir katma kadar artırmaya veya yarı oranına kadar
eksiltmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Bu
maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve
Sosyal Güvenlik Kurumunun görüşleri alınarak Kurum tarafından belirlenir.”
MADDE 6- 25/6/2003 tarihli ve 4904
sayılı Türkiye İş Kurumu Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Proje karşılığında aktarılan hibe
niteliğindeki tutarlar
EK MADDE 1- Kurum, gerektiğinde faaliyet
alanı ile ilgili ihalelere, projelere ve programlara münferiden veya ulusal ya
da uluslararası kuruluşlarla işbirliği halinde katılmak suretiyle, yurt içinde
veya uluslararası düzeyde kurum ve kuruluşlara eğitim ve danışmanlık hizmeti
verebilir.
Avrupa Birliği ve uluslararası kuruluşların kaynaklarından
Kuruma proje karşılığı aktarılan hibe niteliğindeki tutarlar hakkında,
17/9/2004 tarihli ve 5234 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 32 nci maddesi doğrultusunda işlem
yapılır.”
MADDE
7-31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununun 60 mcı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendine “işsizlik ödeneği”
ibaresinden sonra gelmek üzere “, Esnaf Ahilik Sandığı ödeneği” ibaresi
eklenmiştir.
MADDE 8-5510 sayılı Kanunun 61
inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “işsizlik veya”
ibaresi “işsizlik, Esnaf Ahilik Sandığı veya” şeklinde ve “işsizlik Ödeneğinin”
ibaresi “işsizlik veya Esnaf Ahilik Sandığı ödeneğinin” şeklinde
değiştirilmiştir.
“60 ıncı maddenin birinci
fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılanlar için 82 nci
maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz günlük
tutan, prime esas kazanç tutarı olarak esas alınır. Ancak, tescil tebliğ
tarihinden itibaren bir ay içinde gelir testi talebinde bulunanlardan gelir
testi sonucuna göre aile içindeki gelirleri brüt asgari ücretin üçte birinin
altında tespit edilenlerin bu sürelerde yaptıkları ödemeler herhangi bir faiz
uygulanmaksızın iade veya mahsup edilir.”
MADDE 9- 5510 sayılı
Kanunun 80 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci ve üçüncü cümleleri
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı fıkranın dördüncü cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 10- 5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin birinci fıkrasının
(f) bendine aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Ancak,
60 mcı maddenin birinci fıkrasının (g) bendine tabi olanlar için genel sağlık
sigortası primi, prime esas kazancın %3’ü olup, bu oram %12’ye kadar artırmaya
Bakanlar Kurulu yetkilidir.”
MADDE 11-5510
sayılı Kanuna aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir.
“EK MADDE 13- a) Türkiye’de ikamet eden
Türk vatandaşlarının Türkiye’de ikamet etmeyen ve 28/7/2016 tarihli ve 6735
sayılı Uluslararası İşgücü Kanununun 16 ncı maddesinin birinci fıkrasının (ç)
bendinde belirtilenlerin ana, baba, eş ve çocukları,
b) 6735 sayılı
Kanunun 16 ncı maddesinin
birinci fıkrasının
(ç) bendinde belirtilenlerden aynı
Kanunun 13 üncü maddesi kapsamında olanlar ile bunların bakmakla yükümlü
oldukları ana, baba, eş ve çocukları,
talep etmeleri halinde, talep tarihini
takip eden günden itibaren bu Kanunun 60 mcı maddesinin birinci fıkrasının (g)
bendi kapsamında ikamet şartı aranmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılır.
Bu madde kapsamındaki genel sağlık
sigortalıları hakkında 3 üncü maddenin birinci fıkrasının (10) numaralı bendi
uygulanmaz.
Bu madde kapsamındaki genel sağlık sigortalılarının
sağlık hizmetlerinden yararlanabilmeleri için, sağlık hizmet sunucusuna
başvurdukları tarihte 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve
taksitlendirerek tecil ve taksitlendirmeleri devam edenler hariç prim ve prime
ilişkin her türlü borcunun bulunmaması şarttır.
Birinci fıkranın (b) bendinde
belirtilenler ve hak sahipleri için 67 nci maddenin birinci fıkrasının (a)
bendinde belirtilen 30 gün prim ödeme şartı 120 gün olarak uygulanır.
Bu madde kapsamındaki genel sağlık
sigortalıları ile ilgili olarak, bu maddede aksine hüküm bulunmaması kaydıyla
bu Kanunun ilgili hükümleri uygulanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul
ve esaslar Kurum tarafından belirlenir.”
“EK MADDE 14- Mahkeme kararıyla veya
yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırılanların sigortalı olarak
bildirilmediği veya bildirilen kişilerin fiilen çalışmadığının tespit edilmesi
halinde ilk tespitte bir ay süreyle, ilk tespit tarihinden itibaren üç yıl
içinde tekrar eden her bir tespit için ise bir yıl süreyle bu Kanun, 3294
sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu ve 4447 sayılı İşsizlik
Sigortası Kanunda yer alan sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden
yararlanılamaz. Bu Kanun ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı
Teşvik Kanunu ile 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununda bu fıkraya aykırı
olan hükümler uygulanmaz.
Beş kişiden fazla olmamak koşuluyla
çalıştırılan toplam sigortalı sayısının %1’ini aşmayan sayıda,
çalıştırılanların sigortalı olarak bildirilmediğinin veya bildirilen kişilerin fiilen
çalışmadığının tespit edilmesi halinde birinci fıkra hükümleri uygulanmaz.
Mahkeme kararıyla veya yapılan kontrol
ve denetimlerde çalıştırılanların sigortalı olarak bildirilmediğinin veya
bildirilen sigortalının fiilen çalışmadığının tespit edilmesi nedeniyle bu
Kanun, 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu ve 4447
sayılı İşsizlik Sigortası Kanunda yer alan sigorta primi teşvik, destek ve
indirimlerden ilgili Kanun hükümleri nedeniyle bir yıllık yararlanamama
kapsamına giren ve bu maddenin yürürlük tarihinde bu bir yıllık yararlanamama
süresi devam eden işyerleriyle ilgili olarak yararlanainamaya esas olan
tespitler bu maddenin birinci fıkrası kapsamında ilk tespit sayılır, teşvik,
destek ve indirimlerden de yararlanılamaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul
ve esaslar Kurumca belirlenir.”
MADDE 12- 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 73- 60 mcı maddenin
birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortası tescili yapılmış
olup da gelir testine hiç başvurmayanlardan bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren oniki ay içinde gelir testine başvuran kişilerin genel sağlık
sigortası primleri yapılan gelir testi sonucuna göre tescil başlangıç
tarihinden itibaren tahakkuk ettirilir.
60 inci maddenin birinci fıkrasının (g)
bendi kapsamındaki sigortalılık statüsünden kaynaklanan prim borçlarına, bu
maddenin yürürlük tarihinden önceki döneme ilişkin olarak tahakkuk ettirilen
veya ettirilecek gecikme cezası ve gecikme zammı gibi ferî alacaklardan
ödenmemiş olanların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
Bu maddenin yürürlük tarihinden önce 60
mcı maddenin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında tahakkuk ettirilmiş olup
ödenmemiş olan aylık prim borcu aslının ait olduğu aya ilişkin tutarının; bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihte geçerli olan prime esas kazanç alt sınırının otuz
günlük tutarının %3’üne eşit veya fazla olması halinde bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihte geçerli olan prime esas kazanç alt sınırının otuz günlük
tutarının %3’ü üzerinden, %3’ünden az olması halinde ise tahakkuk eden borç
tutarı üzerinden prim borcu yeniden hesaplanır. Hesaplanan yeni borcun bu
maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından itibaren oniki ay içinde peşin
veya taksitle ödenmesi hâlinde, bu tutara bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz uygulanmaz. Bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 60 mcı maddenin birinci fıkrasının (g)
bendi kapsamındaki sigortalılık statüsünden kaynaklanan prim borcu bulunanlar
67 nci maddede belirtilen şartları taşımaları halinde, bu maddenin yürürlük
tarihinden önceki döneme ait prim borçları dikkate alınmaksızın bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren oniki aylık sürenin sonuna kadar sağlık
hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlandırılır.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe
kadar 60 mcı maddenin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında ödenmiş olan
genel sağlık sigortası primleri ile gecikme cezası ve gecikme zammı tutarları
iade ve mahsup edilmez.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları
belirlemeye Kurum yetkilidir.
MADDE 13- 19/9/2006 tarihli ve 5543 sayılı İskân Kanununa aşağıdaki
ek madde eklenmiştir.
“EK MADDE 2- (l)Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü tarafından yapılmakta ve yapılacak olan baraj ile baraj mücavir
alanında kalan taşınmazların kısmen veya tamamen kamulaştırılması sonucunda
yerlerini terk etmek zorunda kalanların iskânına ilişkin olarak bu Kanunla ve
diğer ilgili mevzuatla Bakanlığa verilen her türlü hak, görev ve yetkiler,
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından da kullanılabilir. Bu madde
kapsamında yapılacak iskân ile ilgili usul ve esaslar Orman ve Su İşleri
Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenir.
(2)
Birinci fıkra
kapsamındaki hak, yetki ve görevlerin Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü
tarafından kullanılması halinde, bu Kanun hükümlerine göre kullanılabilecek
arazi ve arsalardan gerekli olanlar birinci fıkra kapsamında kalan iskân
faaliyetleri maksadıyla kullanılmak üzere tapuda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü
adına tescil edilir. Bu fıkra kapsamında yapılacak her türlü devir, temlik,
tevhid, ifraz, tescil, terkin ve sair işlemleri tapu sicilinde yapmaya Devlet
Su İşleri Genel Müdürlüğü yetkilidir. Bu madde kapsamında iskân faaliyetinde
kullanılmak üzere Bakanlar Kurulu kararıyla orman sınırları dışına çıkarılacak
alanlar tapuda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü adına re’sen tescil edilerek
devredilir.
(3)
Bu madde yürürlüğe
girmeden önce 5543 sayılı İskân Kanununa göre başlatılmış işlemler de bu madde
kapsamında yürütülür.”
MADDE 14- 18/10/2012
tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 28 inci
maddesinin yedinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“c) İşbirliği
protokolü çerçevesinde, kadın istihdamını destekleyici faaliyetler kapsamında
kullanılması şartıyla Bakanlığa,”
MADDE 15- Bu Kanunun;
a)
1 inci maddesi
1/1/2018 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi
beyannamelerinde uygulanmak üzere yayımı tarihinde,
b)
4 üncü maddesi
1/7/2017 tarihinden itibaren uygulanmak üzere yayımı tarihinde,
c)
5 inci, 7 nci ve 8
inci maddeleri 1/7/2017 tarihinde,
ç) 9 uncu, 10 uncu, 11 inci ve 12 nci maddeleri 1/4/2017
tarihinde,
d)
Diğer maddeleri ise
yayımı tarihinde, yürürlüğe girer.
MADDE 16- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
