Yeni Katma Değer Vergisi Düzenlemesinde Neler Var?
Dr. Öğretim Üyesi Doğan Bozdoğan
Gaziosmanpaşa Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Maliye Bölümü
bozdogan_dogan@hotmail.com
Katma Değer Vergisi
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
ilişkin kanun tasarısı TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Köklü değişikliklere
ihtiyaç duyulan KDV ile ilgili düzenlemeler dikkat çekici. Bu düzenlemelerin
yeterliliği ise farklı bir tartışma konusu olarak değerlendirilebilir. Bu
noktada bir nevi KDV reformu olarak da addedebileceğimiz düzenlemeler
şunlardır;
·
Arsasını müteahhide veren arsa sahibi sadece bunun
karşılığında aldığı konut veya iş yerleri için KDV ödeyecek. Düzenlemeden önce,
arsa sahibi arsanın tamamı üzerinde KDV’ye tabi olmaktaydı.
·
Arsa sahibine kalacak konut veya iş yerlerine ilişkin
arsa payının müteahhide devri söz konusu olmadığından, arsa sahibine
bırakılacak konut veya iş yerlerinin maliyet bedelinin tespitinde arsa payı
dikkate alınmayacak.
·
Müzayede yerlerinde satış yapanlar (icra daireleri ve
mahkeme satış memurlukları gibi) KDV’nin mükellefi olacaklar. Daha önce bu
yapıların KDV mükellefiyeti yoktu ve eleştirilen önemli noktalardan birisiydi.
·
Fazla veya yersiz ödenen KDV’nin iade edilebilmesi
için alıcı veya satıcı tarafından beyanların düzeltilmesiyle birlikte fazla
veya yersiz hesaplanan vergi satıcı tarafından alıcıya geri verilecek. KDV iadesi işlemini
hızlandıracak önemli bir uygulamadır.
·
Satılmak üzere gümrüksüz satış mağazalarına veya
bunların depolarına yapılacak teslimler ihracat teslimi sayılacak ve KDV’den
istisna tutulacak. Bu düzenlemeyle amaç rekabet eşitsizliğini
gidermektir.
·
Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel
idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanmak üzere yapılan okul, sağlık
tesisi ve 100 yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde 50 yatak),kapasitesinden az
olmamak üzere öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım
ve rehabilitasyon merkezi, mülki idare amirlerinin denetimine tabi olacak
ibadethaneler, Diyanet İşleri Başkanlığı denetimine tabi yaygın din eğitimi
verilen tesisler, Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile
gençlik ve izcilik kamplarının inşası dolayısıyla bağışta bulunacaklara yapılan
teslim ve hizmetler KDV’den istisna tutulacak. Bu çok önemli bir
istisna uygulamasıdır. Zira hayırseverlik adı altına yapılacak olan kara para
aklama gibi sorunlara sebebiyet verebilir. Bu nedenle denetim mekanizmasının
iyi bir şekilde tahsis edilmesi önem arz etmektedir.
·
Ülke sanayisi ve ekonomisinin Ar-Ge, yenilik ve
tasarım vasıtasıyla uluslararası platformda rekabet edebilir bir yapıya
kavuşturulması için teknolojik bilgi üretilmesi, üründe ve üretim süreçlerinde
yenilik yapılması, ürün kalitesi ve standardının yükseltilmesi, verimliliğin
artırılması ve tabi ki üretim maliyetlerinin düşürülmesi gerekmektedir. bu
amaçla, teknoloji geliştirme bölgesinde ve ihtisas teknoloji geliştirme
bölgesinde, Ar-Ge ve tasarım merkezleri ile araştırma laboratuvarlarında Ar-Ge,
yenilik ve tasarım faaliyetlerinde bulunanlara münhasıran bu faaliyetlerinde
kullanılmak üzere yapılan yeni makine ve teçhizat teslimleri tam istisna
kapsamına alınmaktadır. Kendi üreten bir toplumun dışa
bağımlılığının azalacağı mutlaktır. Dolayısıyla üretim faaliyetlerinin vergisel
avantajlarla desteklenmesi esastır. KDV’de yapılan bu istisna üretimi
destekleme noktasında çok önemlidir.
·
Sağlık Bakanlığı’nca izin verilen gerçek veya tüzel
kişiler tarafından Türkiye’de ikamet etmeyen yabancılara sağlık kuruluşlarında
verilen koruyucu hekimlik, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri tam
istisna kapsamına alınmaktadır. Beşeri sermayenin ülke
kalkınmasındaki rolü yadsınamaz. Aslında yabancılara yönelik bu KDV
istisnasının yerli vatandaşa da uygulanması gerekmektedir. 1982 Anayasası’nın
başlangıç metninde yer alan “Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve
hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak millî kültür,
medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî
varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu..”
ifadeden de anlaşılacağı üzere bireylerin maddi ve manevi varlıklarını devam
ettirmeleri esastır ve sağlık hizmetlerinde KDV uygulamasının varlığı
tartışmaya açıktır.
·
Kurumsallaşmanın teşvik edilmesi amacıyla adi
ortaklıkların sermaye şirketlerine dönüşmesi işlemleri KDV’den istisnadır.
·
Konfeksiyon sektöründe ortaya çıkan, aynen veya
onarılmak suretiyle kullanılması mümkün olmayan kırpıntıların teslimi KDV’den
istisnadır.
·
Gümrük antrepoları ve geçici depolama yerleri ile
gümrük hizmetlerinin verildiği gümrüklü sahalarda ithalat ve ihracat
işlemlerine konu mallar ile transit rejim kapsamında işlem gören mallar için
verilen ardiye, depolama ve terminal hizmetleri tam istisna kapsamına
alınmaktadır.
·
İkinci el motorlu karı taşıtı veya taşınmaz
ticaretiyle uğraşan mükelleflerine, mükellef olmayanlardan alarak vasfında
esaslı değişiklik yapmadan sattığı ikinci el motorlu kara taşıtı veya
taşınmazların tesliminde özel matrah uygulaması sağlanacak. Bu işlemlerde
matrah, ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmazların alış bedeli
düşüldükten sonra kalan tutar olacak. Böylelikle ikinci el araç ticaretindeki
haksız KDV uygulamasına son verilmektedir.
·
KDV Kanunu’nun, KDV indirimlerini düzenleyen
maddesinde, indirilecek KDV’nin vergiye tabi işlemler nedeniyle hesaplanan
KDV’den fazla olması durumunda, aradaki farkın sonraki döneme devredileceği ve
iade edilmeyeceği hükmü yer alıyordu. Meclis Komisyonu’nda, bu madde içinde yer
alan “Devrolunur ve iade edilmez” hükmü çıkarılarak “Devrolunur ve 12 ay
süreyle indirim yoluyla giderilememesi halinde bu süreyi izleyen 6 ay
içerisinde talep edilmesi şartıyla iade edilir” ifadesi getirildi.
·
İşletme hesabı esasına göre defter tutan küçük
işletmeler ile serbest meslek erbabının, satışları nedeniyle hesaplanan KDV
dahil toplam hasılatlarına, sabit bir oran uygulayacakları “hasılat esaslı
vergileme sistemi” getirilmektedir. Bu mükelleflerin kendilerine yapılan teslim
ve hizmetler dolayısıyla alış vesikalarında gösterilen KDV ve hasılat esaslı
vergilendirme usulüne göre beyan ederek ödedikleri KDV’yi kazancın tespitinde
işlemin mahiyetine göre diğer veya maliyet, yaptıkları teslim ve hizmetler
dolayısıyla hesapladıkları KDV’yi kazancı tespitinde gelir olarak dikkate
almaları gerekmektedir.
·
Hasılat esaslı vergileme sistemine geçen mükellefler
iki yıl geçmeden bu usulden çıkamayacak.
·
İşletme hesabı esasına göre defter tutan küçük
işletmeler, aylık KDV beyannamelerine göre tahakkuk eden vergiyi normal vade
tarihini takip eden ikinci ayın sonuna kadar ödeyebilecek.
·
KDV iade incelemelerinde en fazla 3 ay içerisinde
incelemelerin bitirilmesi esas alınacak. Vergilemede iktisadilik
açısından bu düzenleme çok yerindedir.