Günümüz ekonomisinde sistem insanları borçlandırmaya itiyor. Çiftçiden memura, işçiden esnafa kadar nüfusun büyük bir kısmının değişik sebeplerle borcu bulunuyor. Plansız yapılan borçlanmalardan ya da süreç içinde ödeme güçlüğüne düşülmesinden dolayı, alacaklılar alacaklarını tahsil etmek için en son çare olarak icraya başvurmak zorunda kalıyor. Borçlulardan ne yazık ki her gün ortalama 2 bin kişi icralık oluyor. Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü verilerine göre Türkiye genelinde icra dosya sayısı, 2014’te 21 milyon 838 bine ulaşmış. Bu şekilde, icra işlemi başlatılan borçlulardan bazıları ise bir iş yerinde SSK’lı olarak çalışan işçiler. İşçiler için icra yapılırken de öncelikle işçinin ücretine haciz işlemi yapılıyor.
MAAŞIN YÜZDE 25’İ HACZEDİLİR
İşçilerin üçüncü kişilerle oluşan borçlarını ödememeleri halinde yapılacak icra takiplerinde, maaş ve ücretlerinin ne oranda haczedilebileceği İcra ve İflâs Kanunu’nun 83’üncü maddesinde düzenlenmiştir. Bununla birlikte; 4857 sayılı Kanun’un ücretin saklı kısmı başlıklı 35’inci maddesinde; “İşçilerin aylık ücretlerinin dörtte birinden fazlası haczedilemez veya başkasına devir ve temlik olunamaz. Ancak işçinin bakmak zorunda olduğu aile üyeleri için hakim tarafından takdir edilecek miktar bu paraya dahil değildir. Nafaka borcu alacaklılarının hakları saklıdır” hükmüne yer verilmiştir.
Bu maddeden anlaşıldığı üzere işçi maaşından sadece nafaka borcu tamamıyla kesilebilir. Bunun haricinde; maaşlar ve her nevi ücretler borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra memurunca lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir. Ancak haczolunacak miktar bunların dörtte birinden az olamaz. Bu şekilde dörtte bir kesinti ile ilgili uygulanan sınır, sadece çıplak ücret için geçerlidir. Bunun haricinde işçiye prim, ikramiye gibi ek ödemeler yapılıyorsa ya da işçi işten çıktığı için...
Kaynak ve Yazının Devamı ► http://www.millet.com.tr/iscisinin-icralik-borcundan-isveren-sorumlu-yazisi-1265607
