Taşeron İşçisine Kadro Verilecek mi?
Ali TEZEL
Ülkemizde son yıllarda sosyoekonomik ve sosyopolitik yapıdaki değişiklikler idare mekanizmasına tesir etmiş, kamu istihdamında kadrolu memur ve işçi istihdamı yerine sözleşmeli personel ve geçici personel yanında özellikle taşeron işçi istihdamı ağırlık kazanmış durumda. Öyle ki kamuda taşeron işçi sayısı 500 bini aşmış yani kadrolu işçi sayısının bir buçuk katına ulaşmış bulunuyor.
Taşeronluk müessesesi ülkemizde öyle bir şekilde uygulanıyor ki görünürde temizlik, güvenlik işleri ihale ile verilmiş gözükse de aslında gerçekleşen o değil. İşin aslı kamu kurumlarının emir ve talimatı ile sevk organizasyonunu yaptığı, gerekirse işten çıkmasını kolaylıkla sağlayabildiği bir kısım işçiler var. Bu işçilerin sigorta primlerini yatıran ve bütün görevi komisyoncu gibi aracılık etmek olan bir taşeron müessesesi var. Bu taşeronun adı ve kimliği değişse de emir veren, yöneten ve yönetilenler hep aynı kişiler oluyor. Taşeron da arada komisyoncu gibi devlet eliyle nemalandırılmış oluyor.
Bu şike durumu öyle açık bir şekilde yürütülüyor ki taşeron işçilerini çalıştıran kurumun asıl işinde o işçileri çalıştırmaması gerekmesine rağmen bu yasağa da kulak asılmıyor. Halkla ilişkiler sorumlusu ya da sekreter taşeron işçisi görebileceğiniz gibi laboratuvarda çalışan veya hastalardan kan alma işi yapan taşeron işçisini de görebiliyorsunuz.
Başlangıcı ve ilk amacı öyle olmamasına rağmen gelinen noktada taşeron işçiliği bir rant ve sömürü aracı olmaktan öte bir müessese durumunda bulunmuyor. Oysa örneğin kamu kuruluşlarının güvenliklerini sürekli bir biçimde temini Anayasal bir zorunluluk olmasından dolayı değişkenliğe açık taşeronlukla değil, kadrolu elemanlarla sağlanması gerekiyor. Kamu kurumlarının güvenliğini ve temizliğini sağlayan, hatta kurumun asıl işlerinde istihdam edilen işçilerin kurumsal aidiyet içinde iş güvenceleri, gelecekleri ve ücret hakları konusunda endişesiz olmalarının sosyal hakkaniyetin bir gereği olarak öngörülmesi gerekiyor.
NİKAH KIYILMALI
Beklenen devenin hendek atlaması değil, beklenen bir gerçekle yüzleşmek ve bu sosyoekonomik aldatmacaya son vermek, adı üstünde devlet eliyle bir kısım işçinin ikinci sınıf muamelesi görerek sömürülmesinden vazgeçmek. Kamuda çalışan taşeron işçileri ile kamu kurumları arasında olması gereken nikâhı kıymaktır.
Yoksa gerekmediği için değil yapılmak istenmediği için yapılmamış bugüne kadar. Yapılmak istenmeyince asıl işi yapma yasağına uymadığı için dava açan ve kazanan binlerce karayolları işçileri bile kadroya alınmamış bulunuyor. Taşeron işçiliği kapsamında o kuruluşun asıl işlerini yaptıkları için dava açan ve kazanan ancak üç yıldır mahkeme kararı hiçe sayılarak işçi kadrosu hakları iade edilmeyen binlerce ...
Kaynak ve Yazının Devamı ► http://www.millet.com.tr/taseron-iscisine-kadro-verilecek-mi-yazisi-1269863
