SON YAZILAR

13 Kasım 2015 Cuma

Asgari Ücret Artışının Maliyeti

Unknown | 12:51 | | | | | |


Ömer Faruk ÇOLAK // Dünya Gazetesi

Çalışanlar için asgari ücretin artacak olması kulağa hoş gelen bir haber.  Bundan olsa gerek, Ana Muhalefet Partisi CHP haziran seçimlerinde asgari ücreti bir iktisat politikası aracı haline dönüştürdü. Diğer muhalefet partileri de buna uydu. Adeta asgari ücret totosu oynandı. Muhalefet partilerinin oyu artınca, iktidar partisi de 1 Kasım seçimlerinde ben de bu oyunda varım dedi ve yeniden iktidar olduklarında asgari ücreti 1.300 TL’ye yükseltecekleri sözünü verdi. İktidar olunca da önlerine bu vaatleri getirildi. Başbakan da sözlerini tutacaklarını söyledi. Maliye Bakanı da asgari ücretin maliyetini işverenler çekecek dedi. 

Tartışma alevlendiğinde gördük ki, bu vaadi ilk ortaya atan CHP de, sonradan katılan AKP de dersini iyi çalışmamış. Yani asgari ücret artışının yaratacağı etkiyi iyi hesaplamamışlar. Asgari ücretin üç tarafı var. Devlet, işçi ve işveren. Bu üçgende egemen taraf devlet. Nasıl ki, kimi zaman asgari ücret düşük düzeyde belirlendiğinde işçi sınıfı isyan ediyor ise, şimdi de işveren kesimi isyan ediyor. Eğer çalışan bir kişi iseniz 'patronlar çok kazanıyor, versinler bu ücreti' diyebilirsiniz. Ancak kazın ayağı öyle değil. 

Çünkü işgücü piyasasının yapısı bu ücret artışını sindirecek durumda değil. 2015 yılı temmuz dönemi itibari ile Türkiye’de istihdam edilenlerin sayısı 27 milyon 342 bin kişi. Bunun 1 milyon 236 bin kişisi işveren, 4 milyon 464 bin kişisi kendi hesabına çalışıyor, 18 milyon 97 bin kişi de ücretli ve yevmiyeli. Ücretli ve yevmiyeli çalışanların 3 milyon 432 bin kişisi kamu çalışanı. Yani özel sektör çalışanlarının sayısı 14 milyon 645 bin kişi. Dolayısıyla asgari ücretle ilgili olan kesim bunlar. Burada vermemiz gereken bir başka veri de kayıtdışılık oranının %35 düzeyinde olmasıdır. Kayıtdışı  çalışan  9 milyon 572 bin kişinin %90’ı ücretsiz aile işçisi ve %93,6’sı tarım sektöründe istihdam ediliyor. Bu veriler bize kayıtdışılığın sanayi ve hizmet sektöründe çok düşük düzeyde olduğunu göstermekte. Dolayısıyla asgari ücret artışı kayıtlı sektörlerdeki maliyetleri artıracak. 

Aslında karlılık oranı yüksek olsa, bu maliyet artışına katlanılabilir. Ancak Türkiye’de birkaç sektör dışında karlılık oranları özellikle sanayi sektöründe çok düşük düzeylerde seyrediyor. Ölçek büyüklüğüne göre baktığımızdaysa KOBİ’lerde karlılık oranının daha düşük olduğu görülmekte (Bu veriler için TCMB sektör bilançolarına ilişkin verilere bakılabilir). Üstelik işgücü verimliliği de ülkemizde düşük. Eğitim sistemimiz uğradığı erozyon nedeni ile işgücü verimliliğini olumlu yönde etkilemiyor. Tam aksine bu eğitim sistemi önümüzdeki dönemde daha düşük nitelikli işgücü yetiştirecek gibi duruyor.

İşgücü piyasasında tablo böyle iken, SGK prim oranlarında ve vergi oranlarında indirime gidilmeden asgari ücretin artırılması ekonomi üzerinde ciddi bir olumsuz etki yaratacak. Bu etkileri dört başlık altında toplayabiliriz.

- Ücretlerin artması nedeniyle ilk olarak niteliği düşük olan işlerde çalışanlar işten çıkartılacak. Sonuçta ...


Kaynak ve Yazının Devamı ► http://www.dunya.com/asgari-ucret-artisinin-maliyeti-162069yy.htm