12 Ocak 2016 Salı
Vergi Usul Kanunu Tasarısı (1)
Unknown | 09:37 | Bumin Doğrusöz | Dünya Gazetesi | Mükellef | Suçluluk Karinesi | Vergi Usul Kanunu Tasarısı | YazarlarDr. Bumin DOĞRUSÖZ - Dünya Gazetesi
“Suçluluk karinesi geliyor”
Vergi Usul Kanunu Tasarı Taslağı nihayet gün yüzüne çıktı. 35 yıllık akademisyen vergi hukukçusu ve 9 yıl Vergi Konseyi'nde görev yapmış olmama rağmen ben taslağı, Bakanlıktan değil de, değerli bir basın mensubu arkadaşımdan aldım. Onun için rahatça aktarabilirim. Çünkü bana “yazma, gizli tut, görüş için gönderiyoruz” diye iletilen bir metin değil.
316 madde ve 7 geçici maddeden oluşan taslak, pek çok yönden yürürlükteki kanunun tekrarı niteliğinde. Ancak çok önemli değişiklikler de var. Diğer kanunlarda yer alan, ihbar ikramiyesi, mali tatil gibi bazı konular da kanuna aktarılmış. Bazı değişiklikler ise, üzerinde çok tartışılacak nitelikte. Ancak peşinen belirteyim, taslak da pek çok olumlu düzenleme olmasına karşılık öncelikle eleştirilebilecek düzenlemeleri aktaracağım ki, daha başarılı bir taslağa ulaşılabilinsin. Yoksa taslağı tümüyle kötü bir düzenleme olarak nitelemek de mümkün değil. Hadi, başlayalım.
Hukuk fakültelerinde öğrendiğimiz “suçsuzluk karinesi”, Taslakta galiba tersine dönmüş, “suçluluk karinesi” olmuş. Taslağın 3. maddesi diyor ki, “vergi kanunlarının dolanılması, olması gereken vergi yükümlülüğünün dışında kalınması veya vergi yükümlülüğünün lehe etki doğuracak şekilde planlanması gibi yöntemlerle vergiyi doğuran olay veya bu muamelelerin gerçek mahiyetinin gizlenmesi veya değiştirilmesine yönelik muamelenin vergi yükümlülüğüne etkisi dikkate alınmaz.”
Artık bir şirket, gayrimenkulünü kısmi bölünme ile dışarı çıkarıp, yeni kurulan şirketin hisselerini de ortaklarına verir ve ortakları da bu hisseleri satarsa, artık yandı. Tapu harcından ve KDV’den, hatta kurumlar vergisinden kaçmak için vergi planlaması yapmakla suçlanacak, vergi yükümlülüğü dışında kalmak için hareket etmekle rahatlıkla eleştirilebilecektir. Hatta bir şirket gemisini bölünme ile bir başka şirkete ayni sermaye koysa ve sicile tescil ettirse dahi bu eleştiriden kurtulamayacaktır. Ahmet Bey, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satış yaparsa, tapu harcından kaçmak için hareket etmekle suçlanabilecektir. Kazançla ilgili vergiler ve tapu harçları kendisinden istenebilecektir.
Üstelik muamelenin hukuken geçerli olması, bir sicile tescil edilmesi (bölünme veya gemi örneğimizdeki gibi) ya da tapu örneğimizdeki gibi resmi şekle tabi olması da sonucu değiştiremeyecektir.
İki basit örnek verdim. Yoksa, her şeye “vergi planlaması” demek, “vergi yükümlülüğü dışında kalmak için yapıldı” eleştirisi getirmek mümkündür.
Şimdi diyeceksiniz ki, “ne var bunda, idare bu saiklerle hareket edildiğini ispat ederse, vergiyi tabii ki alsın”.
Ancak kazın ayağı öyle değil. İspat yükü, iddia eden konumundaki mükelleften alınıp, eleştirilen mükellefe veriliyor. Yani mükellef artık dürüstlüğünü ispata çalışacak. Diyor ki Taslak...
Kaynak ve Yazının Devamı ► http://www.dunya.com/vergi-usul-kanunu-tasarisi-1-162778yy.htm