SON YAZILAR

21 Mayıs 2016 Cumartesi

Herkesin gözü kıdem tazminatında

Unknown | 09:32 | | | | | |


Yeni hükümetin gelecek hafta kurulması sonrası, özellikle işçi ve işvereni yakından ilgilendiren kıdem tazminatı sisteminin daha çok gündeme gelmesi bekleniyor.


Dünya Gazetesi 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’nun son açıklamaları, 22 Mayıs’tan sonra kurulacak yeni hükümetle birlikte kıdem tazminatı sisteminin de yeniden hararetli bir şekilde tartışılmasına neden olacak. “En kapsamlı kıdem tazminatı çalışmasını tamamlamış bulunuyoruz” diyen Soylu, bununla ilgili açıklamaları 65’inci Hükümet’in yapacağını vurguladı. Özellikle ‘Bu sistemle çalışanların yüzde 90’ı kıdem tazminatı alamıyor’ iddiasıyla gündeme taşınan ve ‘Kıdem Tazminatı Fonu’, ‘çalışma hayatında esneklik’, ‘tazminat dünya standartlarında olsun’, ‘temel iş güvencesi’ gibi konular üzerinde yürüyen tartışma uzun yıllardır yapılıyor. Konuyu daha iyi takip edebilmek için kıdem tazminatının hem dünya hem Türkiye’deki gelişimine kısaca göz atmakta fayda var. 

• Dünyada ilk ne zaman gündeme geldi, nasıl yorumlandı? 

Temelleri 19’uncu yüzyıl sonu, 20’nci yüzyıl başı Fransa ve Almanya’daki uygulamalara dayandırılan kıdem tazminatı; iş kaybına karşı tazminat sağlanması, işten çıkarmaların cazip olmaktan çıkarılıp işsizliği önlemesi, uzun dönemli çalışma ilişkisinin teşvik edilmesi, deneyimli işçileri işyerinde tutarak işgücü devrinin maliyetinin azaltılması hedefl eri çerçevesinde gelişti. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 158 sayılı Sözleşmesi’nde ise bu tazminat “iş akdinin feshinde bir gelir güvencesi” olarak düzenleniyor. 

• Hangi ülkelerde nasıl uygulanıyor? 

Bu tazminat bugün 183 ülkenin 152’sinde zorunlu, 18’inde yarı zorunlu (toplu sözleşmeyle) olarak uygulanıyor. 22 ülkede iki sistem birlikte var. Özellikle düşük gelirli ülkelerde zorunlu oranı yüzde 95’e çıkıyor. Miktarı ise her yıl için yüksek gelirli ülkelerde ortalama 2,2 hafta, düşük gelirlilerde 4,3 hafta. 

• Kıdem tazminatı nasıl finanse ediliyor? 

Bu ülkelerin büyük kısmında Türkiye’deki gibi “dahili finansman sistemi” uygulanıyor. Bu sistemde tüm ödeme işveren tarafından yapılıyor. Türkiye’nin de gündeminde olan “bireysel hesaba dayalı sistem (fon)” ise az sayıda orta ve üst gelir grubu ülkelerde var. Ayrıca işverenlerin kıdem tazminatı karşılıklarını devlet tahvili gibi varlıklara yatırdığı “dahili fon sistemi” ve “harici hükümet kontrollü merkezi fon sistemi” de kullanılıyor. 

İlk adım 1936 yılında 

• Türkiye’deki düzenlemelerin tarihçesi neler söylüyor? 

Kıdem tazminatı hakkıyla ilgili ilk düzenleme 1936’ya tarihli. 3008 sayılı İş Yasası ile 5 yıllık kıdemi olan işçilere, yıllık 15 günlük ücret tutarında “tazminat” ödemesine karar verildi. Yasa her tür fesihte tazminat hakkı tanıdı. Bu yasada 1950’da yapılan değişiklikle “kıdem tazminatı”na hak kazanmak için 5 yıllık kıdem şartı 3 yıla indirilirdi. 1952’de çıkarılan 5868 sayılı Yasa ile emekliye ayrılanlara, 1967’de çıkarılan 931 sayılı İş Yasası ile de işçinin ölümü halinde mirasçısına kıdem tazminatı ödenmesi hakkı getirildi. Son olarak 1975’te yürürlüğe giren 1927 sayılı Yasa ile de kıdem tazminatı hakkı için gerekli süre 1 yıla indirildi, yıllık ödenecek rakam 15 günden 30 güne çıkarıldı. Kıdem tazminatını halen 1475 sayılı İş Yasası’nın 14’üncü maddesi düzenliyor. 

• Mevcut Hükümetin temel yaklaşımı nedir? 

Hükümetin kıdem tazminatıyla ilgili planlarını yayınlanan belgelerde görmek mümkün. Örneğin Çalışma Bakanlığı’nın 2014-2018 yıllarını kapsayan “Stratejik Planı” nda bu konu “Bireysel hesaba dayalı kıdem tazminatı sitemi için ilgili kurumlarla çalışmalar yapılması” şeklinde dile getiriliyor. Bu plan kapsamında Bakanlık, ilgili dönem için 5 milyon liralık bir bütçe de ayırdı. Ancak kıdem tazminatı fonu kurulmasıyla ilgili tartışmalar, 1954’te toplanan 2. Çalışma Meclisi’ne kadar uzanıyor. Hatta 2002 yılı Haziran ayında Kıdem Tazminatı Fonu Yasa Tasarı Taslağı da hazırlandı. 

• İşverenler ne tür değişiklikler talep ediyor? 

İşverenlerin konuya yaklaşımını ve temel taleplerini 2013’te, döneminde TİSK Başkanı Tuğrul Kudatgobilik’in şu vurguyla dile getirdi: “Kıdem tazminatı; mevzuatımızdaki işsizlik sigortası ve iş güvencesi hükümlerinin çalışanlara getirileri dikkate alınarak, kazanılmış haklar korunarak ve bir geçiş dönemi oluşturularak ve de mutlaka üçlü diyalog çerçevesinde yeniden düzenlenmeli, işletmeler üzerindeki kıdem tazminatı yükü hafifl etilmelidir. (…) Yeni işe girecek işçiler için OECD ortalamasını geçmeyecek şekilde düzenlenmelidir.” İşverenlerin gündeme getirdiği somut öneriler arasında 30 günlük sürenin 15 güne inmesi ya da kıdem tazminatı fonu oluşturulması da bulunuyor. 

'30 güne dokunulmaz’ 

• İşçilerin tutumu nedir? 

Özellikle Türk-İş ve DİSK, mevcut tazminatı hakkını geriye götürecek her türlü düzenlemeye ve fon sistemine karşı çıkıyor. Örneğin...


Kaynak ve Haberin Devamı ► http://www.dunya.com/ekonomi/ekonomi-diger/herkesin-gozu-kidem-tazminatinda-300541h.htm