Tevfik GÜNGÖR
Dünya Gazetesi
Yakınlara kadar ülkede “Atatürkçü” olarak bilinmek, tanınmak insana bir üstünlük, ayrıcalık verirdi.
Öğretmenler, ilim bilim adamları, politikacılar, “Atatürkçü” olmakla gurur duyardı.
Öğretim üyeleri kendi özel ihtisas alanları yanında Atatürk ile ilgili araştırmalar, yayınlar yaparlardı.
İşte onlardan biri de Prof. Dr. Mustafa Aysan’dır.
Ana ilgi alanı ekonomi olmasına rağmen, Atatürk hakkında en fazla yazı yazan ve konuşmalar yapanlardan biridir.
Prof. Dr. Mustafa Aysan'ın 1980 yılının Ocak ayında birinci baskısı yapılan "Ekonomik Görüşüyle Atatürk" kitabı büyük ilgi gördü. İkinci baskısını Mustafa Kemal Derneği yaptırdı. (Ekonomik Görüşüyle Atatürk, Prof. Dr. Mustafa Aysan, Mustafa Kemal Derneği Yayınları: İstanbul 1984. 216 s.)
Prof. Dr. Mustafa Aysan, kitabında Atatürk'ün ekonomik görüşlerini özetleyen çalışmalardan aktarmalar yapar.
Kitapta, Atatürk'ün Prof. Dr. Afet İnan'a ve sekreterine dikte ettirdiği bazı görüşler yer alır.
Atatürk şunları söylemektedir:
"... Milletin kurduğu devletin ve hükümet teşkilatının, vatandaşlara karşı mükellef olduğu vazifeleri ve selâhiyetleri ile ilgili olarak şöyle bir sıra yapılabilir:
a. Memleket içinde asayişi ve adaleti tesis ve idame ederek, vatandaşların her nevi hürriyetlerini masun bulundurmak.
b. Harici siyaset ye diğer milletlerle münasebetleri iyi idare ederek ve dahilde her nevi müdafaa kuvvetlerini, daima hazır bulundurarak milletin istiklâlini emin ve mahfuz bulundurmak...
Bu iki nevi vazife, devletin en esaslı vazifelerindendir. Denebilir ki devlet teşkilinden maksat, bu iki vazifenin ifasını temin etmektir. Çünkü bu vazifeler, vatandaşların fert olarak yapmağa muktedir olamayacakları işlerdir. Hatta vatandaşların bu vazifeleri, kısmen dahi yapmaya kalkışmaları caiz değildir. Zira, o zaman anarşi olur, devlet kalmaz.
Bu iki nevi vazifeden başka devletin alâkadar olduğunu işaret ettiğimiz vazifeleri de başladığımız sıra içinde söyleyelim:
c) Yollar, demiryollari vs. gibi nafia işleri,
d) Maarif işleri,
e) Sıhhiye işleri
f) İçtimai muavenet işleri,
g) Ziraat, ticaret, zanaate ait iktisadi işler.
Bu son söylediğimiz işleri, devletin yapmaması, fertlere terk etmesi lâzım geldiği iddiasında bulunanlar vardır. Bu nazariyeyi tasvip ve takip edenlere 'ferdiyetçi' derler.
Milletin umumi ve müşterek menfaatlerine ait siyasi, fikri işlerde olduğu gibi, iktisadi her nevi işlerin dahi, fertlere bırakılmayıp devlet tarafından yapılması daha muvafık olacağı nazariyesini müdafaa eden 'Devletçiler' de vardır.
Milletin umumi ve müşterek menfaatlerine ait siyasi, fikri işlerde olduğu gibi, iktisadi her nevi işlerin dahi, fertlere bırakılmayıp devlet tarafından yapılması daha muvafık olacağı nazariyesini müdafaa eden 'Devletçiler' de vardır.
Biz devletimizce tatbiki münasip olan prensibi, tespit için 'ferdiyetçi' ve 'devletçilerin istinat ettikleri noktaları ve bir de, demokrasinin bazı vasıflarını göz önünde tutarak kısa bir muhakeme yapalım.
Malumdur ki Türkiye Cumhuriyeti, demokrasi esasına müstenit bir devlettir.
Demokrasi ise esas itibariyle, siyasi mahiyettedir, fikridir; ferdidir; müsavatperverdir.
Demokrasinin bu esas noktalarına göre, vatandaşın siyasi hürriyet ve mesaisini temin etmek; vatandaşın ilmi, içtimai, sanat, ahlâk gibi fikri sahalarda inkisafını temin ile alakadar olmak ve vatandaşın milli hakimiyete usulü dairesinde iştirak hakkını ve bütün vatandaşların aynı siyasi hakları haiz olmalarını temin eylemekten ibaret olan noktalar, devletin vatandaşa karşı başlıca vazifelerinin hududunu gösteren işaretlerdir.
Demokrasinin bu esas noktalarına göre, vatandaşın siyasi hürriyet ve mesaisini temin etmek; vatandaşın ilmi, içtimai, sanat, ahlâk gibi fikri sahalarda inkisafını temin ile alakadar olmak ve vatandaşın milli hakimiyete usulü dairesinde iştirak hakkını ve bütün vatandaşların aynı siyasi hakları haiz olmalarını temin eylemekten ibaret olan noktalar, devletin vatandaşa karşı başlıca vazifelerinin hududunu gösteren işaretlerdir.
O halde demokrasi esasına müstenit bir devlet, içtimai muavenet sistemi, veyahut bir iktisadi teşkilat sistemi değildir.
Bunun için bu sahalara ait işlere devletin karışması, bütün bu mahiyetteki işleri fertlere veya fertlerden mürekkep şirketlere bırakması mümkündür.
Bunun için bu sahalara ait işlere devletin karışması...
Kaynak ve Yazının Devamı ► http://www.dunya.com/kose-yazisi/mustafa-kemal-ataturkun-ekonomi-uzerine-gorusleri/337235