SON YAZILAR

3 Aralık 2016 Cumartesi

Gerçek Usulden Basit Usule Geçilebilir

Unknown | 10:28 | | | | |


Serbest Muhasebeci Mali Müşavir  
KGK Bağımsız Denetçisi  
Yine bir dönem sonu geldi ve basit usulden işletme esasına, işletme esasından bilanço esasına geçecek olan mükelleflerin tespit edilmeye çalışıldğı bir zamanda konuya tersten bakmak işletme esasından ya da bilanço esasından basit usule geçmek  mümkün olabilir mi konusuna değinmek istedim.

31/5/2012 tarihli ve 6322 sayılı Kanunla yapılan düzenlemeyle, gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden, belirli şartları sağlayanlara basit usule geçme imkânı tanınmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 46’ncı maddesinin 6322 sayılı kanunun 7.maddesiyle değişen ve eklenen fıkraları aşağıdaki gibidir.
"Basit usule tabi olmanın şartlarından herhangi birini takvim yılı içinde kaybedenler, ertesi takvim yılı başından itibaren gerçek usulde vergilendirilirler. Basit usulün şartlarını haiz olanlardan, bu usulden yararlanmak istemediklerini yazı ile bildirenler dilekçelerinde belirttikleri tarihten veya izleyen takvim yılı başından, yeni işe başlayanlar ise işe başlama tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirilirler. Gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden, 47’nci maddede yazılı şartları taşıyanlardan arka arkaya iki hesap döneminin iş hacmi 48’inci maddede yazılı hadlerden düşük olanlaryazılı talepleri üzerine bu şartın gerçekleşmesini takip eden takvim yılından başlayarak basit usule geçebilirler. İşin eş ve çocuklara devri halinde iş hacminin hesabında devirden önceki süreler de dikkate alınır. Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenledikleri tespit edilenler hiçbir suretle basit usulde vergilendirilmezler.
Gerçek usulde vergilendirilmekte iken işini terk eden mükellefler ile basit usulün şartlarını kaybedenlerden gerçek usulde vergilendirilmeye başlamadan önce işini terk eden mükellefler, terk tarihini takip eden yılın başından itibaren iki yıl geçmedikçe basit usule dönemezler. Bu hüküm, işin eş veya çocuklara devri halinde de uygulanır.”
Gerçek usulde vergilenen mükelleflerin basit usulde vergilenmesine izin veren bu yasal düzenleme ile ilgili detaylı açıklamalar 283 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılmıştır.
Söz konusu tebliğde genel olarak şu açıklamalar yapılmıştır.
Buna göre, gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerin;
1- Gelir Vergisi Kanununun 47’nci maddesinde yazılı şartları topluca taşıması,
2-Arka arkaya iki hesap dönemi iş hacminin Gelir Vergisi Kanununun 48’inci maddesinde yazılı hadlerden düşük olması,
3-Yazılı talepte bulunması, halinde bu şartların gerçekleşmesini takip eden takvim yılından başlayarak basit usule geçmeleri mümkün bulunmaktadır.
İşin eş ve/veya çocuklara devri halinde iş hacminin hesabında devirden önceki süreler de dikkate alınacaktır.
Ancak, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenledikleri tespit edilen mükellefler hiç bir suretle basit usule dönemeyeceklerdir.
Sonuç
Yukarıda yer alan kanun hükmünden anlaşılacağı üzere gerçek usulde vergilenen mükellefler Gelir Vergisi Kanunu’nun 47’nci maddede yazılı şartları taşıyorlar ise ve de arka arkaya iki hesap döneminin iş hacmi 48’inci maddede yazılı hadlerden düşük ise takip eden takvim yılından başlayarak basit usule geçebileceklerdir.
Söz konusu mükelleflerin, anılan Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen faaliyetlerde bulunmaması ve diğer şartları da topluca taşımaları gerekmektedir
Gerçek usulden basit usule geçmeye ilişkin olarak bağlı bulundukları vergi dairesine bir dilekçe ile başvuruda bulunanların mükellefiyet şekli, Ocak ayı başından itibaren basit usul olarak tesis edilecektir. 
Mükellefiyet şekli değiştirilen mükelleflerin, söz konusu şartları taşımadığının vergi dairelerince tespit edilmesi halinde, basit usulde mükellefiyetin tesis edildiği Ocak ayı başı itibariyle gerçek usulde vergilendirilmelerine devam edilecek olup, gerçek usulde vergilendirmeye ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmeyenler hakkında cezalı işlem yapılacağı tabiidir.
Diğer taraftan, gerçek usulden basit usule geçmeye ilişkin şartları ve basit usulde vergilendirmenin diğer şartlarını topluca taşıdığı halde izleyen yılın Ocak ayının başından otuz birinci günü akşamına kadar basit usulde vergilendirmeye geçmek için yazılı olarak başvuruda bulunmayan gerçek usule tabi mükelleflerin, kendi istekleri ile gerçek usulde vergilendirmeyi seçtikleri kabul edilerek bu usulde vergilendirilmelerine devam edilecektir.
Örnek: Gerçek usulde vergilendirilen mükellef Aysek Kul’un 2015 ve 2016 takvim yıllarına ait alış ve satış tutarlarının her ikisi de Gelir Vergisi Kanununun 48 inci maddesinde yer alan hadlerin altında gerçekleşmiştir. Mükellef Aysel Kul’un, anılan Kanunun 51 inci maddesinde sayılan faaliyetlerde bulunmamakta olup, basit usule tabi olmaya ilişkin tüm şartları taşımaktadır.
Mükellef Aysel Kul, 01.12.2016 tarihli dilekçesi ile bağlı olduğu vergi dairesine başvurarak 010/1/2017 tarihinden itibaren basit usulde vergilendirilme talebinde bulunmuştur. Mükellef Aysel Kul’un mükellefiyeti, talebi üzerine 01/01/2017 tarihinden itibaren basit usul olarak tesis edilecektir.
Basit Usulde Sabit Kıymet Satışı ve Amortisman Ayırma
6/12/1998 tarihli ve 23545 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 215 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin 32 nci paragrafında, basit usulde vergilendirilen mükelleflerin kullandıkları sabit kıymetleri gider yazamayacakları ve amortismana tabi tutamayacakları belirtilmiştir.
Konu ile ilgili açıklamaların yapıldığı 30/12/1999 tarihli ve 23922 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 230 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde ise basit usulde vergilendirilen mükelleflerin taşıt ve diğer sabit kıymetlerini satmaları dolayısıyla fatura düzenleme yükümlülüklerinin bulunmadığı, bu mükelleflerce yapılan taşıt satışının noter satış sözleşmesi ile diğer sabit kıymet satışlarının ise gider pusulası düzenlenerek tevsik edilmesinin mümkün bulunduğu açıklanmıştır.
Buna göre, gerçek usulden basit usule geçecek mükellefler, basit usulde vergilendirmeye başladıkları tarih itibariyle ellerinde bulunan sabit kıymetleri için amortisman uygulaması ve belge düzeni yönünden 215 ve 230 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliğlerinde belirtilen esaslar dahilinde işlem yapacaklardır.
Diğer Hususlar
-  İşe başlanılan yıla ilişkin kıst dönem, iki yıllık süre hesabında dikkate alınacak olup, kıst dönemde ve takip eden dönemde elde edilen alış, satış ve/veya hâsılat tutarları Gelir Vergisi Kanununun 48 inci maddesinde yer alan ilgili yıl hadleri ile karşılaştırılacaktır.
- Gerçek usulde vergilendirildiği veya vergilendirilmesi gerektiği faaliyetini 1/1/2012 tarihi ve sonra terk eden mükellefler terk tarihini takip eden yılın başından itibaren iki yıl geçmedikçe basit usulden yararlanamayacaklardır.
- Gerçek usulden basit usule geçecek mükelleflerin gerçek usuldeki ticari kazançlarının, işletme hesabı esasına göre veya bilanço esasına göre tespit edilmesinin bir önemi bulunmamaktadır.
  
Bu makalenin oluşmasına sorduğu soru ile vesile olan Muhasebe Bilenler Topluluğu üyelerine teşekkür ederim.

Sorularınızı https://www.facebook.com/groups/muhasebebilenlertoplulugu/ adresinde paylaşabilirsiniz.