SON YAZILAR

12 Aralık 2016 Pazartesi

Milli Gelirde Bir Sürpriz İle Karşılaşabiliriz

Unknown | 09:31 | | | | |

Dünya Gazetesi  
Bugün yılın üçüncü 3 aylık döneminde ekonominin (GSYH- Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla’nın-Milli Gelir’in) ne kadar büyüdüğü açıklanacak.

Geçen hafta sonu TÜİK’den yapılan duyurudan, GSYH rakamlarında günceleştirme yapıldığını, 3’üncü 3 çeyrek rakamlarının güncelleştirilmiş olarak açıklanacağını öğrendik.
Bu nedenle bugün, farklı, beklenmedik, sürpriz bir tablo ile karşılaşma olasılığı var. Yılın 1’inci 3 aylık döneminde GSYH yüzde 4.7 artmıştı. 2’inci 3 ayda artış yüzde 3.1, altı aylık artış yüzde 3.9 olmuştu.
Ekonominin büyümesinin dinamiği sanayi üretimidir. Sanayi üretimi GSYH’nın dörtte birini oluşturur. Diğer sektörleri peşinden çeker.
Yılın 3’üncü 3 aylık döneminde sanayi üretimi artmadı. Yüzde 3.2 geriledi. Dördüncü 3 aylık dönemin ilk ayında da sanayi üretiminde artış yok.
Bunlar olumsuz göstergeler.
Yılbaşında yüzde 4.5 büyüme bekleyişimiz vardı. Büyüme oranı daha sonra yüzde 3.2’ye çekildi.
IMF, Dünya Bankası ve OECD gibi kurumların tahminleri ise yüzde 2.8, yüzde 2.9 dolayında. 
Ekim ayında sanayi üretiminin artmaması, yüzde 2.8 oranına ulaşma olasılığını ortadan kaldırdı.
TÜİK’in yapacağı revizyonun büyüme tablolarını nasıl değiştireceğini bugün öğreneceğiz. 
Yapılacak revizyonla milli gelirimiz artınca, kişi başı milli gelir rakamımız yükselince, hem ülkemizin hem de halkımızın zenginleştiği görünümü ortaya çıkacak.
Gerçekte, reel olarak ne ülkenin geliri ve de kişi başı milli gelir değişmeyecek ama, milli gelir ve kişi başı milli gelir rakamları büyüyeceği için, ”zenginleşmişiz gibi“ olacağız.
Milli gelir, belli bir dönemde (üç ayda, bir yılda) ülkede üretilen mal ve hizmetlerin parasal (katma) değeri toplamıdır. Milli gelir hesaplanırken, önce üretim belirlenir. Sonra bu üretimin katma değeri parasal olarak hesaplanır.
Ülkedeki mal ve hizmet üretimi belirlenirken, kayıt içi, kayıt dışı, deftere yazılmış, defter dışı kalmış gibi ayırımlar yapılmaz. (Bu çok önemlidir. Çünkü, “Bizde kayıt dışı işler çok. Bunlar milli gelir hesabına girmiyor” şeklinde yanlış bir inanış vardır.)
Anadolu’da bir anlatım vardır. “Esnafın işi yavaşlayınca, eski defterleri karıştırırmış”- derler. İşte o biçim bizde de büyüme yavaşlayınca milli gelirin hesaplama şeklini değiştiriyoruz.
Biz bundan önce 3 defa milli gelir hesabını değiştirdik. 1972 yılında DPT ve DİE serileri arasında uyum sağlanırken milli gelirde yüzde 6 dolayında bir artış oldu. 1997 yılındaki yeniden hesaplama ile milli geliri yüzde 35 artırdık. 1998 yılında hesap şekli değişti. Milli gelir yüzde 38 arttı...