Ödenmeyen Sonraki Döneme Devreden KDV İade Edilmemelidir
Ekrem Öncü
Yeminli Mali Müşavir
DKR Denetim
ekrem.oncu@dkrdenetim.com
Geçtiğimiz hafta Maliye Bakanı KDV Kanunu’nun değişeceğini ve
“sonraki döneme devreden KDV”nin mükelleflere iade edileceği açıklamasını
yaptı. Bu değişiklik mükellefler bakımından finansal açıdan rahatlatma
sağlayabilir. Nitekim mükellefler ödeyip de indirim konusu yapamadığı KDV’yi
sonraki döneme devreden olarak taşımak zorunda kalmayacaklardır. Fakat bu
düzenleme yapılırken yazımızda ele alacağımız kritik bir konu bulunmaktadır ve
bu konu atlanmamalıdır.
Daha önce “KDV
Kanunu’ndaki en büyük problem” başlıklı yazımda da konuya değinmiştim. Bugün
ise konunun indirim tarafından çok iade tarafına dikkat çekmek istiyorum.
KDV Kanunu'nda
değişiklik yapılacak ise, tartışılması gereken ve uygulamada mükellefleri en
ciddi sıkıntıya sokan “vergiyi doğuran olay” konusu öncelikle tartışılmalıdır.
Mevcut uygulamada esas olarak malın teslimi veya hizmetin ifası hallerinde ya
da faturanın mal teslimi ve hizmet ifası öncesinde düzenlemesi halinde
faturanın düzenlenmesi ile vergiyi doğuran olay gerçekleşmektedir.
Bunun anlamı mal
teslim edildiğinde veya hizmet verildiğinde fatura kesilecektir. Mükelleflerin
faturayı kesmesi ile KDV doğacak ve izleyen ayın 24'üncü günü akşamına kadar
beyanname verilecek ve 26'ncı günü akşamına kadar da ödeme yapılacaktır.
Mal teslim eden
veya hizmet ifa eden faturayı kesecek ancak malı teslim alan veya hizmetten
yararlanan ödemeyi yapmayacak olur ise vergi yükü mal teslim eden veya hizmet
ifa edenin üzerinde kalacaktır.
Örneğin, bir X
Anonim Şirketi 13 Kasım 2017 tarihinde Y Limited Şirketine KDV hariç
1.000.000.-TL değerinde mal sattı (180.000.-TL KDV) ise faturasını kesecek ve
24 Aralık 2017 tarihine kadar KDV Beyannamesini vererek bu tutarı beyan edecek
ve X Anonim Şirketinin Kasım 2017 döneminde 80.000.-TL indirilecek KDV'si
olduğu kabul edilirse, 100.000.-TL KDV ödemesini de 26 Aralık 2017 tarihine
kadar yapacaktır.
Buraya kadar bir
problem gözükmüyor ama asıl problem bundan sonra başlayabiliyor. Eğer ki, malı
satın alan Y Ltd. Şti. X A.Ş.'ye KDV dahil 1.180.000.-TL'yi 26 Aralık 2017
tarihine kadar ödeyemez ise X A.Ş. ödeme gücü var ise 100.000.-TL KDV'yi 26
Aralık 2017 tarihine kadar ödeyecektir. X A.Ş.'nin ödeme gücü yok ise beyan
etmiş olduğu 100.000.-TL KDV'yi ödeyemeyecektir. X A.Ş. ödenmesi gereken
100.000.-TL'lik bu tutarı kısa vadede ödeyemeyecek ise muhtemeldir ki, Şubat
2018 gibi vergi dairesinden ödeme emri gelecek ve X A.Ş. yine ödeyemez ise
banka hesaplarına ve mal varlıklarına haciz konulacaktır. X A.Ş. banka
hesaplarını kullanamayacağından ödeme sıkıntısı bir kat daha artacaktır.
X A.Ş. ne yapsın?
Y Ltd. Şti.'den tahsil edemediği 1.180.000.-TL'yi mi düşünsün, vergi dairesinin
haczini mi düşünsün, ödeme sıkıntılarının katlanmasını mı düşünsün? Bu ortamda
nasıl iş yapılabilir onu mu düşünsün? Aslında X A.Ş.'nin derdi sadece KDV ile
bitmiyor. Diğer yandan X A.Ş. Şubat 2018'de 2017'nin dördüncü dönem Kurum
Geçici Vergi Beyannamesini verecek ve maliyet durumuna göre maksimum
200.000.-TL'ye kadar da vergi buradan gelecektir. Toplam yük 380.000.-TL'ye
kadar çıkabilecektir.
Diğer taraftan
yapılacak düzenleme ile “Sonraki döneme devreden KDV” iade edilecek olur
ise malı satın alan Y Ltd Şti. ödemediği 180.000.-TL KDV’yi devletten
iade alabilecektir. Bu halde X A.Ş. tahsil edemeyip devlete ödemek zorunda
kaldığı ya da ödeyemez ise devlete faiz ödediği bir konuda devlet bu ödemeyi
yapmayan Y Ltd. Şti.’ne KDV iadesi yapacaktır. Baktığımızda karşımıza oldukça
ironik bir durum çıkmaktadır.
Bilindiği üzere
Maliye Bakanlığı tahsil etmediği KDV’yi iade etmemektedir. Yapılan iadelerin
haksız yapıldığı sonradan anlaşıldığında ise cezalı tarhiyat yapılmakta ve iade
edilen tutar geri alınmaktadır. Bu çok doğru ve KDV’nin ruhuna uygun bir
yaklaşımdır. Öyle ise, devlet mal aldığı veya hizmet ifasından yararlandığı
mükelleflere ödemesini yapmayan mükelleflerin sonraki dönemlere devreden
KDV’sini de iade etmemelidir. Devlet kendisini korurken haklı konumda olan
mükelleflerini de korumalıdır. Ödeme yapmayanlara git ödemeni yap ondan sonra
bana iade için başvur demelidir. Aksi türlü haksızlık katmerlenerek devam
etmektedir.
Serbest meslek
kazancı elde edenlerde olduğu gibi birçok sektörde bu problem yaşanmaktadır ve
çözüme kavuşturulması bütün mükelleflerin isteği ve talebidir.
KDV'deki bu
uygulama haklıyı cezalandıran haksızı koruyan bir yapıya dönüşmektedir. KDV
Kanunu değişecek ise bu konu mutlaka ele alınmalı ve düzeltilmelidir. Bu konu
aslında tüm mükelleflerce şikayet konusu olmakta ama sistem bir türlü
değişmemektedir.
Kanaatimce mal
aldığı kişiye ödemesini yapmayanların indirim ve iade hakkı elinden alınmalı ve
ödemeyi ne zaman yapıyor ise o dönemde indirim KDV'yi indirim konusu
yapabilmeli ve iade talep edebilmelidir. Diğer yandan tahsilat yapamayan
mükellefler de tahsilat yaptıkları dönemde devlete KDV ödemesi yapmalıdır. Aksi
türlü mevcut durumda tahsilat yapamayan mükellefler çok ciddi bir şekilde
cezalandırılmakta, üstüne vergi dairesi tarafından hacze dahi muhatap olmakta
ve iş yapamaz duruma gelebilmektedir. Ödemesini yapmayan mükellef ise ödemediği
KDV’yi devletten iade olarak alarak avantajını daha da artırmış olacaktır.
