Fazlasıyla eksiğiyle KDV Yasa Tasarısı (1)
Recep BIYIK
Dünya Gazetesi
Katma Değer Vergisi Kanunu’nda değişiklikler yapılmasını öngören
tasarı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmeye başlandı. Yirmi beş
maddeden oluşan tasarı önemli düzenlemeler içeriyor. Sadece devreden katma
değer vergisinin iadesi düzenlemesi bile gerçek bir reform niteliğinde. Tasarı,
bu düzenleme yanında, birçok sorunu gideren, yatırımı ve üretimi destekleyen,
gönüllü uyuma katkı yapan, katma değer vergisinin daha sağlıklı işlemesini
sağlayacak düzenlemeler içeriyor. Eksikleri olabilir belki ama geneli
itibariyle beklentileri fazlasıyla karşılıyor.
Devreden KDV’nin iadesi olanaklı hale getiriliyor
Tasarıda
özetle;
- 2019 yılı
başından itibaren, oniki aylık sürede indirim konusu yapılamayan KDV’nin,
izleyen altı ay içinde talep edilmesi halinde iade edilmesi,
- 2018 sonu itibariyle devreden KDV’nin Maliye Bakanlığı'nca belirlenecek takvim ve esaslar çerçevesinde iadesi veya gider yazılması,
öngörülüyor.
- 2018 sonu itibariyle devreden KDV’nin Maliye Bakanlığı'nca belirlenecek takvim ve esaslar çerçevesinde iadesi veya gider yazılması,
öngörülüyor.
Tasarının en
önemli düzenlemesi. Düzenleme basit, ancak uygulaması zor ve muhtemelen kısa
sayılmayacak bir süreci gerektiriyor. Bu nedenle uygulamaya ilişkin Bakanlar
Kurulu'na ve Maliye Bakanlığı'na geniş yetkiler veriliyor. Bu yetkilerin
kullanılışını ve uygulamayı zamanla göreceğiz.
KDV indiriminde takvim yılı sınırı uzatılıyor
Mevcut
düzenleme çerçevesinde, istisnai durumlar hariç, yüklenilen katma değer
vergisi, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılında indirim konusu
yapılabiliyor.
Tasarıyla indirimin, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği yılı izleyen yılda da yapılabilmesine olanak sağlanıyor.
Tasarıyla indirimin, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği yılı izleyen yılda da yapılabilmesine olanak sağlanıyor.
Böylece, geç
gelen faturalarda yer alan verginin indiriminde yaşanan sorunlar giderildiği
gibi, vergiyi doğuran olayın ne zaman meydana geldiğinin tartışıldığı işlemler
nedeniyle yüklenilen verginin indirimindeki sorunlar da ortadan kaldırılıyor,
KDV sisteminin temel ilkelerinden olan mahsup sisteminin daha sağlıklı
çalışması sağlanıyor.
Düzenleme genel
anlamda yeterli ve ihtiyaçları büyük ölçüde karşılayabilir. İndirimde yıl
sınırı olmaması belki daha doğru olabilirdi. Özellikle zamanaşımı dikkate
alınarak bazı önlemler alınıp, herhangi bir yıl sınır olmadan indirime izin
verilebilirdi. Böylece, sonradan yapılan tarhiyatlar nedeniyle ödenen vergiler
başta olmak üzere yoruma dayalı olarak yapılan indirimlerdeki sorunlar da
tamamen ortadan kaldırılabilirdi. Ancak bu haliyle de düzenleme önerisi büyük
ölçüde yeterli.
KDV’de konsolidasyona izin veriliyor
KDV
uygulamasında grup konsolidasyonunun yolu açılıyor. Tasarıyla;
- Tercihe bağlı olarak,
- En az %50 ortağı olunan kurumlar vergisi mükellefleriyle birlikte,
- Talepte bulunan kurum nezdinde,
- Grup KDV mükellefiyeti tesis ettirilebilmesi,
konusunda Maliye Bakanlığı'na yetki veriliyor.
- Tercihe bağlı olarak,
- En az %50 ortağı olunan kurumlar vergisi mükellefleriyle birlikte,
- Talepte bulunan kurum nezdinde,
- Grup KDV mükellefiyeti tesis ettirilebilmesi,
konusunda Maliye Bakanlığı'na yetki veriliyor.
Bakanlığın bu
yetkiyi kullanması durumunda, tercihe bağlı olarak grup konsolide KDV
beyannamesi verilebilecek, gruba dahil mükelleflerin toplam hesaplanan
vergisinden toplam yüklenilen vergisi mahsup edilebilecek ve verginin finansman
yükü ortadan kaldırılabilecek.
Tasarıda, en az %50 oranında ortağı olunan kurumlarla birlikte grup konsolidasyonu öngörülüyor. Bakanlığa dolaylı ortaklıkları da konsolidasyon kapsamına alma yetkisi veriliyor. Bu yetki kullanılmazsa, düzenlemenin kapsamı oldukça daraltacağı söylenebilir. Bu çerçevede örneğin, paylarının tamamı bir gerçek kişiye veya aileye ya da yurt dışındaki bir kuruma ait Türkiye’de faaliyette bulunan birden fazla kurumun, grup konsolidasyonu kapsamına giremeyeceği görülüyor.
Tasarıda, en az %50 oranında ortağı olunan kurumlarla birlikte grup konsolidasyonu öngörülüyor. Bakanlığa dolaylı ortaklıkları da konsolidasyon kapsamına alma yetkisi veriliyor. Bu yetki kullanılmazsa, düzenlemenin kapsamı oldukça daraltacağı söylenebilir. Bu çerçevede örneğin, paylarının tamamı bir gerçek kişiye veya aileye ya da yurt dışındaki bir kuruma ait Türkiye’de faaliyette bulunan birden fazla kurumun, grup konsolidasyonu kapsamına giremeyeceği görülüyor.
Düzenleme son
derece olumlu. Önemli bir eksiklik gideriliyor. Ancak daha önemli eksiklik,
aynı düzenlemenin kurumlar vergisinde olmaması. Öyle zannediyorum ki ilk
fırsatta bu düzenleme de yapılacak ve uluslararası alanda şirketlerin alışık
olduğu ve her ülkede aradıkları bu müessese bizim mevzuatımızda da bütün
unsurlarıyla yer alacak.
Örtülü kazanç dağıtımı işlemlerinde indirilen KDV’nin
düzeltilmemesi öngörülüyor
Kazancın
tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer
vergisi indirim konusu yapılamıyor. Bu kural gereği, satın alınan mal ve hizmet
bedelleri gelir veya kurum kazancının tespitinde indirim olarak dikkate
alınamıyorsa, bunlara ilişkin ödenen KDV indirim konusu yapılamıyor.
Kurumlar
Vergisi Kanunu’nun 11. maddesinde, örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan
faiz, kur farkı ve benzeri giderler ile transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü
olarak dağıtılan kazançların kurum kazancının tespitinde indirimi kabul
edilmiyor.
Örtülü kazanç
dağıtımı ve örtülü sermaye olarak değerlendirilen işlemlerle ilgili yüklenilen