SON YAZILAR

4 Mayıs 2015 Pazartesi

Taşeron İşçiler Nankör mü?

Unknown | 08:37 | | | | | | | |
Taşeron İşçiler Nankör mü?

Ersin Umdu

AK Parti, Ağustos 2003’te 4857 sayılı İş Kanunu’nu çıkardı. Yeni kanun işin korunmasını amaçlıyordu. Diğer bir ifadeyle işverenin (kamuoyunda bilindiği adıyla; taşeron)  nasıl olacağı tanımlanmıştı. Kanun; genel olarak yardımcı işlerde veya asıl işin teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde alt işverenlik oluşturulmasına olanak sağlıyordu. Bu şekilde alt işveren kendi işçileri ile işi yapacak ve işi asıl işverene teslim edecekti. Ancak bu düzenleme kamu dâhil olmak üzere o kadar geniş yorumlandı ki; aklınıza gelebilecek her işkolunda taşeron sistemi oluşturuldu.

Kamu taşeron uygulamasını çok sevdi. Zira devletin yapılacak işler için kadro açması çok zordu. Ayrıca taşeron şirketlere ödenen hak edişler kamu personeline ödenen ücretten ayrı bir bütçe tertibi içinde tutuluyordu.Bundan ötürü de işçiler diğer kamu personeli gibi algılanmıyor ve personel harcamalarında şişkinlik oluşturmuyordu.
 
İş o noktaya vardı ki, kamu ihale kanununda yapılan değişiklikle doğrudan personel temini için bile hizmet alım ihalesi yapılması bile kabul edildi.
 
TAŞERON İŞÇİ SAYISI
 
Resmî rakamlara göre, belediyeler hariç kamuda 600 binin üstünde taşeron işçi çalışıyor. Bu rakama belediyeler de dâhil edildiğinde gerçek rakam 1.5 milyona ulaşıyor.
 
Türkiye’de 13 milyon sigortalı çalışan olduğunu düşündüğümüzde her 100 çalışandan 11’inin taşeron şirketlerde çalıştığı görülüyor.
 
Kamudaki taşeronlaşma ile ilgili araştırma yapan Hak-İş taşeronlaşmanın yandaşlara para/kaynak aktarmak, ucuz işçilik, sendikal/sosyal haklardan mahrum bir işçi sınıfı oluşturmak için yapıldığını ortaya koymuştu. Özel sektörde taşeronlaşmanın en önemli nedeni ise ucuz işçilik ve sendikal/sosyal haklardan mahrum etmekti. Bugün Türkiye’de özel sektörde ne kadar taşeron işçi olduğu bilinmemektedir.
 
SORUN NASIL ÇÖZÜLÜR?
 
Taşeron sorunu oldukça girift ve çözülmesi zor olan bir meseledir. Çözümsüzlüğün iki nedeni vardır;
 
Birincisi...