SON YAZILAR

11 Temmuz 2015 Cumartesi

Ölümü Zordur Irgatın

Unknown | 09:30 | | | | | | | | |
Ölümü Zordur Irgatın

Resul KURT



2007 yılında bu köşeden yine tarım işçilerinin dramını “Ölümü zordur ırgatın” başlıklı yazımda dile getirmiştim. Aradan yıllar geçmesine rağmen aynı dramı her gün farklı kentlerde, farklı ocaklara düşen ateşle yaşıyoruz. 

Aradan 30 yıldan fazla bir zaman geçmiş. Ama bugün geldiğimiz noktada çok önemli bir farklılık olmadığını görüyoruz. Yine her yıl mevsimlik tarım işçisi taşıyan kamyon veya minibüsün trafik kazası geçirmesi sonucunda bir çok yurttaşımızı kaybediyoruz. Geçtiğimiz günlerde yine Manisa’nın Gölmarmara ilçesinde 15 tarım işçisinin trafik kazasında hayatını kaybetmesi hepimizi yasa boğdu.  
Devrilen kamyonda ölen tarım işçileriyle ilk defa 7-8 yaşlarında iken tanıştım. Çocukluğumun geçtiği Adıyaman’da, Adana’ya mevsimlik tarım işçisi olarak giden komşularımızın bulunduğu kamyon devrilince neredeyse bir ailenin tamamı vefat etmişti. Adıyaman dışarıya en fazla mevsimlik tarım işçisi gönderen illerden birisi. Bunun ana nedeni, tütün ekimine kota getirilmesinden dolayı çok sayıda kişinin geçim sıkıntısına düşmesi olarak gösteriliyor. Sanayi yatırımının yeterli olmadığı Adıyaman’ın en büyük sorunu işsizliktir. Teröre destek vermeyen illerin başında gelen Adıyaman, nitelikli işgücü ve uygun sanayi arazileri açısından çok doğru bir yatırım yeri olmasına rağmen henüz yatırımlardan yeterince faydalanamıyor.
Elbette ülkemiz açısından doğru alanda yapılacak yatırımlar hem işsizliği azaltacak ve hem de kaynakların etkin kullanılmasını sağlayacak. Kamu kurumlarının da bu anlamda yatırımları teşvik eden, yatırımların önünü açan faaliyetler göstermesi gerekirken maalesef bir çok kamu kurumunun eften püften bahanelerle yatırımların önüne ket vurduğu, bürokratik yazışmalarla yatırımcıyı canından bezdirdiğini görüyoruz. Anlamsız bürokrasinin bazen yatırımcıya işkenceye döndüğü, en küçük bir imzanın aylarca bekletildiği kurumlardaki bürokrasinin de artık bitmesi gerektiğini belirtmeliyiz. Hem Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan ve hem de Başbakanımız ve Ak Parti Genel Başkanı sayın Ahmet Davutoğlu’nun bürokrasinin azaltılması ve bürokratların, kamu görevlilerinin millete hizmet anlayışıyla çalışmaları yönündeki çabaları henüz tam olarak karşılık bulabilmiş değildir. Helen kısmen de olsa, kendini dünyanın merkezi ve milletin efendisi gören kamu çalışanları var.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Aile ve Sosyal politikalar Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Türkiye İş Kurumu vatandaşla en fazla içiçe olan kurumlar. Ne olur en azından bu kurumlarda bürokrasiyi bitirelim, hizmeti esas alalım. Bu kurumlarda çalışan görevlilerin bir kısmı gecesini gündüzünü katıp özveriyle hizmette bulunurken, maalesef önemli bir kısmı kendisini milletin efendisi görmeye devam ediyor.
Kamu kurumları kendilerini milletin efendisi görmek yerine, millete hizmet esasını, daha da önemlisi çözüm odaklı yönetim anlayışını uygulamaya koymuş olsalar hem istihdam artıp işsizlik azalacak, hem de tüm yurttaşlarımızın hayat kalitesi daha da yükselecektir. Burada bürokrasiyi de standarda bağlayacak ve geciken her imza için, anlamsız şekilde olmazlara sürüklenen her bürokratik barikat için hesap sorulabilmesi, yapılan her yanlışın ilgisinden sorulması gerekiyor.
Ne olur daha az bürokrasi, daha az yokuşa sürme ve daha çok hizmet düşünülsün. Kamu görevlilerinden rica ediyorum, ne olur biraz empati yapalım. Belki de sizin geciktirdiğiniz ve yokuşa sürdüğünüz konular bir kişinin hayatını kurtaracak, bir kişinin daha ekmek kapısı olacak.
Karadeniz’de fındık, Çukurova da pamuk toplayan ırgatlar...