Prof. Dr. Cem KILIÇ
Milliyet Gazetesi
Çalışanların neredeyse tamamı için ücretleri tek geçim kaynağı niteliğinde. İnsanlar hayatlarını planlayabilmek için elde edecekleri gelirleri önceden bilmeye ve ödenme zamanı geldiğinde gecikmeksizin bu geliri elde etmeye ihtiyaç duyarlar. Ücretin en önemli gelir kaynağı olması, kişilerin hayat planlarındaki önemi, ücretin zamanında ödenmesinin gerekliliği ücretin yasalarda özel olarak korunması sonucunu doğurmuştur. Bugünkü yazımızda son dönemde yürürlüğe giren koruyucu düzenlemelerle birlikte ücretin korunmasına ilişkin sorulara cevap vermeye çalışacağız.
1 Ücret en geç ne zaman ödenir? Ödeme günlerinde sarkma olabilir mi?
Ücret ödemelerinde farklı dönemler belirlenebilir. Kanuna göre ücret en erken haftada bir, en geç ise ayda bir ödenebilir. Dolayısıyla, işveren çalışanın ücretinin iki ayda bir ödeneceğine ilişkin bir düzenleme yapamaz. Ücretin ayda bir ödeneceğine karar verilmesi halinde, işveren ödeme yapacağı ayda, önceki ayda ödeme yaptığı günden daha ileri bir günde ödeme yapamaz. Örneğin, bir önceki ay ücretler ayın 8’inde yatırılmışsa, bir sonraki ay en geç 8’inde ücretin ödenmesi gerekir.
Gününde ödenmeyen ücrete faiz talep edilebilir. Ücrete uygulanan faiz, yasal faizden daha yüksek olan mevduata uygulanan en yüksek faiz oranıdır. Hatta bu ücret toplu iş sözleşmesinden kaynaklanıyorsa, bu kez daha da yüksek olan işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanacaktır. Fakat bu faizlerin istenebilmesi için işverenin temerrüde düşürülmesi gerekmektedir. Bu noktada ihtar gerekli.
3 Ücretin talep edilebileceği süre ne kadardır?
Çalışanların en çok karıştırdıkları konuların başında ödenmeyen ücretlerin en fazla ne kadar sürede talep edilebileceği gelmektedir. Ücretlere ilişkin zamanaşımı süresi 5 yıl olarak belirlenmiştir. Ücretin ödeme zamanından itibaren 5 yıl içinde dava veya diğer takip yollarıyla talep edilmeyen ücret zamanaşımına uğrayacaktır. İşçinin o işyerinde çalışmaya devam etmesi sonucu etkilemeyecektir. Örneğin, 15 yıldır aynı işyerinde çalışan bir işçi, 10 yıldır fazla çalışma yaptığını fakat bunların ücretinin ödenmediğini iddia ediyorsa, ancak dava açtığı tarihten önceki 5 yıl içinde ödenmeyen bir fazla çalışma ücreti varsa, onu talep edebilecektir.
Ekim ayı ile birlikte asgari ücretin yüzde 20 üzerinden vergilendirilmesi nedeniyle aylık net 1.300 TL geliri olan asgari ücretlinin eline geçen net rakam azaldı. Azalmanın telafi edilmesi için yasal düzenleme yapıldı. Asgari geçim indirimi 69 TL daha fazla ödenerek bu kayıp telafi edilecek. Bu sayede bu kişinin eline geçen net 1.300,99 TL’de azalma olmayacak.
5 Çalışılırken kazanılan ücret emekli aylığını ne kadar etkiler?
Bir çalışanın emekli aylığı, onun SGK’ya bildirilen prime esas kazancına göre belirlenir. Bir kişi SGK’ya en düşük asgari ücretten bildirilebilir. Bu rakam 2016 yılı için 1.647 TL’dir. Kişinin prime esas kazancı ne kadar yüksekse, emekli aylığı da o kadar yüksek olur. Fakat bunun da bir sınırı bulunmaktadır. Bugün için bir çalışan adına SGK’ya bildirilebilecek en yüksek ücret asgari ücretin 6,5 katıdır. Bu rakam 2016 yılı için 10 bin 705 TL’dir. Çalışan bundan yüksek ücret ücret alsa bile SGK’ya en yüksek bu rakam üzerinden bildirilebilir. SGK prime esas kazanç tavanı yükseltiliyor. Tavan 1 Ocak 2017’den itibaren asgari ücretin 7,5 katı olarak uygulanacak. Dolayısıyla, çalışırken kazanılan ücret daha fazla emekli aylığını etkileyecektir. Bununla birlikte, ücret asgari ücretin 7,5 katını aşsa da, tavandan sonra emekli aylığı rakamını etkilemeyecektir.
6 Ücret ödenmediği için işten ayrılırsam kıdem, ihbar tazminatı alabilir miyim?
6 Ücret ödenmediği için işten ayrılırsam kıdem, ihbar tazminatı alabilir miyim?
Ücretin ödenmemesi halinde çalışanların iş sözleşmelerini derhal feshetme hakları vardır. İşçi ücretin ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini derhal feshederse kıdem tazminatına hak kazanır. Fakat fesih kendisi tarafından gerçekleştirildiği için bu durumda ihbar tazminatına hak kazanamayacaktır.
Çalışanların ücretleri ya yaptıkları işin miktarına veya süresine göre ya da belirli bir dönem esas alınarak belirlenir. Yapılan işin süresine göre ücret belirlenmesinde işçi ayda 15 gün çalıştıysa 15 günlük ücrete hak kazanır. Belirli dönem esas alındıysa işçi fiilen yaptığı çalışma süresinden bağımsız, her ay aynı ücrete hak kazanır. İlgili ay ister 28, ister 30, isterse de 31 gün çekmiş olsun işçinin alacağı ücret tutarı değişmez. İşçinin fiili çalışmasına bakılmaksızın her ay aynı tutarda ödenen ücrete maktu ücret denir. Rapor süresine ait ücretin kesilmesi de bu iki ücret türü için farklılık göstermektedir. İlk ücret türü açısından...
Kaynak ve Yazının Devamı ► http://www.milliyet.com.tr/ucret-deyip-gecmeyin--ekonomi-ydetay-2340145/
