Kıdem Tazminatı ve Diğer İşçi Alacaklarından Gelir Vergisi Kesintisi (Stopaj) Yapılabilir Mi?
İsmet Ömer Güneş
Avukat
Bilim Uzmanı
ismetomergunes@gmail.com
Gelir Vergisi Kanunu üzerinden vergilendirme yapılabilecek olan
gelirleri sayma suretiyle sınırlı olarak belirtmiştir. Üzerinden gelir vergisi
alınabilecek olan gelirler: Ticari kazanç , zirai kazanç , ücret , serbest
meslek kazancı , gayrimenkul sermaye iratları , menkul sermaye iratları ve
diğer kazanç ve iratlardır.
Ücret geliri
diğer gelir türlerinden farklı olarak kaynakta kesilerek yani stopaj yoluyla
vergilendirilir. Zaten İşçilerin brüt ve net ücretleri arasındaki farkı
oluşturan kalemlerden birisini de stopaj oluşturmaktadır.Ücret geliri iş
ilişkisinde fiili olarak yapılan hizmetin karşılığı olan bir bedeldir. Gelir
Vergisi Kanunu'nun 61. maddesinde ücret şu şekilde tanımlanmıştır:
Madde 61 – (Değişik: 24/12/1980 - 2361/43 md.)
Ücret, işverene tabi belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet
karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen
menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali
sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim,
ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir
ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi
şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.
Tanımdan da
anlaşılacağı üzere iş akdi ile çalışanın alacağının farklı adlar taşıması
önemli değildir. Önemli olan çalışanlara hizmet karşılığı olarak ödenmesi
hususudur.Makalenin asıl konusu olan kıdem tazminatı hususunu ise bu konuda
değerlendirecek olursak;
Kıdem tazminatı
işçinin bir iş yerinde uzun süre çalışarak elde ettiği bilgi ve tecrübeyi iş
akdinin haklı nedenle feshi ile artık kullanamayacak olması sebebiyle işçiye
verilmesi öngörülen tazminat olma dışında , iş sözleşmesinin işveren tarafından
haksız bir şekilde feshi durumunda ceza işlevi de görmekte , iş ilişkisi devam
ederken de işçi için güvence olarak da değerlendirilebilemektedir. Kıdem
tazminatının iş hukuku literatürüne girmesi ile birlikte çeşitli işlevleri ve
tanımları olduğu düşünülse de bu tanımlardan hiçbirinden kıdem tazminatının
hizmet karşılığı ödendiği anlamı çıkmamaktadır. Bu sebeple kıdem tazminatı bir
ücret olarak değerlendirilmemeli ve gelir vergisine tabi tutulmamalıdır.
Uygulamada
işverene yöneltilen kıdem tazminatı davalarının sonucunda mahkeme ilamı
işvereni doğrudan brüt ücret üzerinden kıdem tazminatı ödemeye zorladığı için
bu durumda kıdem tazminatından gelir vergisi kesintisi söz konusu olmamakta ise
de işçi ile işverenin uzlaştığı veya iş ilişkisini ikale sözleşmesi ile
sonlandırdığı durumlarda kıdem tazminatının işveren tarafından ücret gibi vergi
idaresine beyan edilmesi ve vergi idaresinin de kıdem tazminatından gelir
vergisi tahakkuk ettirerek stopaj yolu ile kıdem tazminatından gelir vergisi
kesmesi sık karşılaştığımız bir durumdur.
Bu durumda
yapılması gereken 30 günlük süre içerisinde vergi mahkemesinde dava açarak
haksız bir şekilde kıdem tazminatından gelir vergisi kesintisi yapılmasına dair
işlemin iptalini istemek olacaktır.
Eğer dava açması
süresi geçmişse, V.U.K. uyarınca önce vergi kesintisini yapan ve işverenin de
muhtasar beyanname yönünden bağlı olduğu vergi dairesine yapılacak düzeltme
başvurusu olacaktır. Düzeltme başvurusuna vergi dairesinin 60 gün içinde cevap
vermemesi veya talebin reddi yönünde karar vermesi halinde V.U.K. uyarınca
Gelir İdaresi Başkanlığı'na şikayet başvurusu yapılmalıdır. Şikayet yolunun da
sonuç vermemesi üzerine vergi 'mevzuda hata' yapıldığı gerekçesiyle işlemin
konu unsuru yönünden hukuka aykırı olduğundan bahisle vergi mahkemelerinde dava
açılabilir.
Vergi mahkemeleri
istikrarlı bir şekilde kıdem tazminatından gelir vergisi kesilmesini doğru
bulmayarak bu yönde kabul kararları vermektedir.
Kıdem tazminatı
dışındaki işçi alacakları için gelir vergisi kesintisinin mümkün olup
olmadığını değerlendirecek olursak, yine yukarıdaki kıstası hatırlamamız
gerekecektir. Fiili hizmet karşılığı yapılan ödemeler ücret niteliğinde olacak
ve stopaja tabi olacaktır.
İhbar tazminatı
da hukuken bir zarar tazmini niteliğinde olduğundan stopaja tabi olamaması
gerektiğini düşünsek de bu konuda yargısal istikrar oluşmamıştır ve çelişkili
kararlar mevcuttur. İhbar tazminatından yapılan gelir vergisi kesintisinin de,
yukarıda kıdem tazminatından alınan verginin iadesi için belirttiğimiz idari
ve/veya yargısal başvurularla iadesi mümkündür.
Fazla
çalışma ve fazla sürelerle çalışma alacakları ve yıllık izin karşılığı yapılan
ödemeler fiili hizmete dayandığı için bu alacaklar gelir vergisine tabidir.
Yeri gelmişken
ikale sözleşmesine değinmek faydalı olacaktır:
İkale sözleşmesi,
işçi ile işverenin anlaşarak iş ilişkisine son verdiği sui generis(atipik) bir
sözleşmedir. İşçi ile işveren bu sözleşme ile birlikte tarafların iş
alacaklarını da karara bağlamaktadırlar. İkale sözleşmesi ile belirlenen
alacakların başlıcaları kıdem tazminatı , ihbar tazminatı , yıllık izin ücreti
, fazla çalışma ücreti gib ödemeler olmakla birlikte kanunda yazılı olmayan ve
tazminat ya da yardım niteliğindeki ödemeler de ikale sözleşmesiyle
belirlenebilir.
Genelde ikale
sözleşmesi ile belirlenen kanunda yazılı olmayan ödemeler 'yardım ödemesi' ,
'ek ödeme' , 'teşvik ödemesi' , 'tediye ücreti' gibi isimler almaktadır. İş
akdi ile çalışan, bu ödemelerin yerine yasadan doğan kıdem ve ihbar
tazminatı ve fazla çalışma ücretini tabii ki isterse başvuru veya dava yoluyla
elde edebilecektir fakat sözleşme serbestisi ilkesi gereğince ikale sözleşmesi
ile yasal alacaklarında uzlaşma yoluna gidebilir ve sözleşmeden doğan belki
daha yüksek belki de daha düşük meblağ da ödemeyi kabul edebilir.
İkale
sözleşmeleri genelde büyük ölçekli şirketler tarafından toplu işçi çıkarmalarda
söz konusu olmakta ve genellikle ıtriyat , kimya , telekomünikasyon ,
taşımacılık şirketleri ikale sözleşmesinin işveren tarafını oluşturmaktadırlar.
İkale sözleşmesi
ile işçi alacağı olarak belirlenen yardım veya tazminat mahiyyetindeki
ödemelerden yapılan gelir vergisi kesintilerinin de iadesi mümkün olmaktadır.