Yıllık İzin Hakkının Kullandırılmaması İşçiye Haklı Fesih Hakkı Verir Mi?
Musa Çakmakçı
Sosyal Güvenlik Uzmanı
arashan@ttmail.com
Yıllık ücretli izin İş Kanununda düzenlenen işçinin en önemli temel
haklarından biridir. Onu bu kadar önemli olması ve kanunla korunma
nedeni, işveren tarafından işçiden alınması ya da işçi tarafından
vazgeçilmesi mümkün olmayan bir izin türüdür. Yıllık izin,
çalışanların yıl boyunca yaptıkları çalışmalara karşılık fiziksel ve psikolojik
sağlıklarının korunması için verilen bir dinlenme hakkıdır. İşçinin genel
sağlığına ve dinlenmesine yönelik sunulan bu hak, işçi ve işverenin yerine
getirmesi gereken bir sorumluluktur. Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilmesi
mümkün değildir. Bir başka ifade ile işçi bu yıllık izni kullanmak istemese
dahi bu iznin kullandırılması gerekir. Yıllık izin hakkı Anayasal
temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında
ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık
izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu yüzdendir ki yıllık izin hakkından vazgeçilemediği gibi,
işveren tarafından bu hakka el konulamaz ya da işçinin kendi isteği ve rızası
olsa bile bu hak paraya çevrilemez.
Bununla birlikte yıllık
izin kullanımı belli koşullar ve kurallarla düzenlenmiştir. Bu kurallar Yıllık
ücretli izin, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 53-60. maddeleri arasında
düzenlenmiştir.
YILLIK
İZNE HAK KAZANMA
Yıllık izne hak
kazanmanın ilk ve en temel koşulu işçinin aynı işyerinde 1 tam yıl süreyle
çalışmış olmasıdır. Bunun dışında çalışanın aynı işverene ait farklı
işyerlerinde yaptığı çalışmalar da söz konusu ise yıllık ücretli izin hesabı
yapılırken bu işyerlerinde geçirilen süreler toplanır. Aynı işverene ait bir ya
da birden fazla işyerinde geçirilen sürelerin toplamı 1 tam yıla denk
gelmesinden itibaren kazanılan yıllık izin hakkı bir sonraki yılın başlangıcından
itibaren kullanılabilmektedir. Bu kural İş Kanununda belirlenmiş azami süreyi
ifade eder. İş sözleşmesi ya da toplu iş sözleşmelerine konan maddeler ya da
tarafların anlaşması ile bu süre daha az olabilir. Yani yıllık izne hak
kazanmak için çalışılması gereken süre 1 yıldan daha az olarak belirlenebilir.
Fakat daha fazla olamaz.
YILLIK
İZİN SÜRELERİ
Yıllık izin süreleri İş
Kanununda açıkça belirtilmiştir. Bu süreler asgari süreler olup, iş sözleşmesi
ya da toplu iş sözleşmelerine konan maddeler ya da tarafların anlaşması ile
daha uzun süreler olarak belirlenebilir. İşçinin 1 yıllık çalışmasına karşılık
olarak hak edeceği asgari izin süresi kanunda belirtildiğinden farklı olarak 14
günden daha çok olabilir. Fakat daha az olamaz. İş Kanunundaki asgari izin
süreleri;
Yıllık ücretli iznin,
4857 sayılı Kanunun 53. maddesinde gösterilen süreler içerisinde işveren
tarafından sürekli bir şekilde kullandırılması zorunludur.
İşçilere verilecek
yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;
a) 1 yıldan 5 yıla kadar
(5 yıl dâhil) olanlara 14 günden,
b) 5 yıldan fazla 15
yıldan az olanlara 20 günden,
c) 15 yıl (dâhil) ve
daha fazla olanlara 26 günden az olamaz.
Yeraltı işlerinde
çalışan işçilerin yıllık ücretli izin süreleri 4’er gün arttırılarak uygulanır.
Ancak 18 ve daha küçük yaştaki işçilerle 50
ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi 20 günden
az olamaz.
İŞÇİ
İSTEDİĞİ ZAMAN YILLIK İZİN KULLANABİLİR Mİ?
4857 sayılı İş Kanununun
60. maddesince hazırlanarak yürürlüğe konulmuş olan Yıllık Ücretli İzin
Yönetmeliğinin 7. Maddesinde izni talep etme usulünün nasıl olması gerektiği
açıklanmıştır. Bahsedilen maddeye göre, İşçi yıllık izni, hak ettiği tarihten
itibaren takip eden yıl içerisinde dilediği zaman kullanabilir. İzin talebiyle
alakalı en önemli detay ise işçinin talebini en az 1 ay öncesinden işverene
bildirmesi gerekliliğidir. Bunun yanında bu talebin yazılı olarak yapılması
şartı da söz konusudur. Yazılı olarak yapılan izin talebi bildiriminde işçinin
isim, soyisim, varsa sicil numarası, izin istediği tarihler ve ücretsiz yol
izni talep edip etmediği bilgisinin bulunması gerekmektedir. Yıllık ücretli
izin yönetmeliğinin 8. maddesinde; işverenin işçinin izin kullanma tarihi ile
bağlı olmadığı, işçinin talebi ve iş durumu dikkate alınarak izin döneminin
belirleneceği ifade edilmiş olup, İşçinin yazılı olarak bildirdiği izin talebi
işveren, işveren vekili ya da varsa ilgili izin kurulu tarafından
değerlendirilir. İzin istenen tarih iş yoğunluğu, olası çakışan izinler ve
varsa diğer çalışanların kullanacağı izinler sebebiyle oluşan izin yoğunluğuna
bağlı olarak yaşanacak iş gücü kaybının boyutu gibi detaylar göz önünde
bulundurularak uygun bulunduğu ölçüde onaylanarak işçiye bildirilir. Aynı
tarihlere rastlayan izinlerde çalışanlar arası kıdem ve bir önceki yılda
kullanılmış izinlerin tarihleri göz önünde bulundurularak hangi çalışana
öncelik verileceği belirlenir.
YILLIK
İZİN SÜRESİ BÖLÜNEBİLİR Mİ?
Yıllık izin süresinin bölünmesi belli şartlar çerçevesinde mümkündür. Özellikle işverenler tarafından da sıklıkla yanılgıya düşülen bu
konuda kanun yeterince açık hüküm vermektedir. Yıllık ücretli izin,
işveren tarafından bölünemez. Ancak, 53. maddede öngörülen yıllık ücretli izin
süreleri, tarafların anlaşması ile bir bölümü 10 (on) günden aşağı olmamak
üzere bölümler hâlinde kullanılabilir.
Buradan da anlaşılacağı gibi, izin kullanımı muhakkak en az 10 (on) gün kesintisiz olarak kullandırılmalıdır. Buradaki 10 günlük süre işverenin inisiyatifine bırakılmış bir husus değildir. İşçi 10 günden daha kısa bir süreyle yıllık izin kullanmak istese dahi işverenin buna izin vermesi söz konusu değildir. Bununla birlikte işçinin talep ettiği yıllık izin süresi işveren tarafından keyfi olarak bölünemez. Ayrıca işçinin yıl içerisinde kullandığı diğer ücretli ve ücretsiz izinler ile yıllık izin süresine rastlayan resmi tatiller ve pazar günleri çalışanın yıllık izin hakkından düşülemez.
Buradan da anlaşılacağı gibi, izin kullanımı muhakkak en az 10 (on) gün kesintisiz olarak kullandırılmalıdır. Buradaki 10 günlük süre işverenin inisiyatifine bırakılmış bir husus değildir. İşçi 10 günden daha kısa bir süreyle yıllık izin kullanmak istese dahi işverenin buna izin vermesi söz konusu değildir. Bununla birlikte işçinin talep ettiği yıllık izin süresi işveren tarafından keyfi olarak bölünemez. Ayrıca işçinin yıl içerisinde kullandığı diğer ücretli ve ücretsiz izinler ile yıllık izin süresine rastlayan resmi tatiller ve pazar günleri çalışanın yıllık izin hakkından düşülemez.
Son olarak belirtmek gerekir ki; bu konu ile alakalı
ihlallerde, İş Kanununa göre uygulanacak idari para cezaları gereğince; yıllık
ücretli izni yasaya aykırı olarak bölünen her işçi için ayrı ayrı idari para
cezası uygulanacaktır.
YILLIK
İZNE EK OLARAK ÜCRETSİZ YOL İZNİ
Yıllık izin konusunda az bilinen detaylardan biri de ücretsiz yol izni
hakkıdır. Yıllık izin kullanımındaki ücretsiz yol izni hakkı yıllık iznini
işyerinin bulunduğu yerden farklı bir yerde geçirecek olan çalışanlara
verilecek olan ücretsiz izindir. Çalışanın iznini farklı bir yerde geçireceğini
belgelemesi ve işverenden yazılı olarak talep etmesi koşuluyla işveren toplam 4 güne kadar ücretsiz izin vermek zorundadır..
Ücretsiz yol izni gerekli koşullar sağlandığı takdirde işverenin vermekle
yükümlü olduğu izindir.
İşveren, işyerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli
izinlerini gösterir izin kayıt belgesi tutmak zorundadır.
YILLIK
İZNİN KULLANDIRILMAMASI İŞÇİYE FESİH HAKKI VERİR Mİ?
Yazımızın başında belirttiğimiz gibi Yıllık ücretli
izin hakkı, işçinin dinlenme hakkı olarak anayasal bir hak olarak düzenlenmiş
olup vazgeçilemeyecek olan bir düzenlemedir. Anayasa’nın 50. maddesinde “Dinlenmek çalışanların hakkıdır”
diyerek ve İş Kanunu’nun 53. maddesinin 2. fıkrasında, “Yıllık ücretli izin
hakkından vazgeçilemez” denilerek bu hakkın kullandırılması için ilgili yasal
düzenlemeler yapılmıştır. İş kanununun 54. maddesinde: “İşçi
yukarıdaki fıkralar ve 55 inci madde hükümlerine göre hesaplanacak her hizmet
yılına karşılık, yıllık iznini gelecek hizmet yılı içinde kullanır.”
Denilmektedir. Ayrıca Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliğinin 7. Maddesinde, işçinin
izin isteğini en az bir ay önceden işveren bildirmesi gerektiği açıklanmış, 8.
Maddede ise, işverenin işçinin izin kullanma tarihi ile bağlı olmadığı, işçinin
talebi ve iş durumu dikkate alınarak izin döneminin belirleneceği ifade
edilmiştir. Aynı yönetmeliğin 8. Maddesinde ayrıca, “Aynı tarihe rastlayan izin
isteklerinde: işyerindeki kıdem ve bir önceki yıl iznini kullandığı tarih
dikkate alınarak öncelikler belirlenir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Yıllık ücretli izin yönetmeliğinde de belirtildiği üzere yıllık izin kullanılacağı
zamanı belirlemek işverenin yönetim hakkı kapsamında kalmaktadır.İşverenin bu hakkının iyiniyet kuralları çerçevesinde kullanılması
gerektiği açıktır. Bir başka anlatımla, işçinin anayasal temeli olan dinlenme
hakkının, işyerinin gereklerine uygun biçimde ve mümkün olduğunca işçinin
talebi çerçevesinde kullandırılması gerekir. İşverenin bu noktada yönetim
hakkını kötüye kullanmasının yasalar karşısında korunmayacağı kabul
edilmelidir. Bir başka deyişle çalışan iznini hak ettiği
tarihten, bir sonraki hak ediş tarihine kadar kullanması gerekir.
İş Kanununun 24.
maddesi, işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle fesih edebileceği gerekçeleri
göstermiştir. Çalışanın yıllık ücretli iznini hak ediş tarihinden itibaren,
yeni hak ediş tarihine kadar kullandırmayan işverenin bu davranışı, Ahlak ve
İyi niyet kurallarına uymayan davranışlar kapsamına girmektedir. Yargıtayın
vermiş olduğu kararlarda bu doğrultudadır.
Yargıtay 9. Hukuk
Dairesinin 2001/17459 esas numaralı kararlarında;
Hak kazandığı izni
çalışmakta iken işverenden isteyen işçi kendisine böyle bir iznin
kullandırılmayacağı açık ve kesin şekilde ifade edildiği takdirde iş Kanununda
tanınmış olan haklarını kullanabilir. Örneğin işçi için bu durum sözleşmeyi
haklı nedenle fesih yetkisi verir demektedir.
22. H.D.`nin 2013/7567
E. , 2014/6472 K. sayılı ve 18.03.2014 tarihli kararında konuya ilişkin olarak
vermiş olduğu emsal nitelikteki kararda; yıllık izinin hangi tarihlerde
kullandırılacağı işverenin yönetim hakkı kapsamında olmakla birlikte talep
hakkının doğduğu yıl içerisinde izin hakkının kullandırılması gerektiği; ancak,
yıllık ücretli iznin kullandırılmamasının haklı fesih sebebi oluşturabilmesi
için çok uzun süre hiç izin kullandırmaması ya da talep edildiği halde
gerekçesiz olarak izin kullandırılmaması gerekli olduğunu belirtmiştir.
2011/31608 E. ,
2011/35332 K. sayılı ve 06.10.2011 tarihli Yargıtay 9. H.D.`nin konuya ilişkin
olarak vermiş olduğu bir kararında; “ Her ne kadar işveren hak edilen yılın
sonuna kadar izin vermekte serbest ise de ancak bir yılı aşkın süreden sonra
nedensiz izin vermeme halinde davacı işçinin fesih hakkı doğacağı gibi, işveren
izin talebine muvafakat vermek zorundadır. ” şeklinde değerlendirme yapmıştır
Yargıtay 9. H.D.
24.03.2011 T. , 2009/7959 E. , 2011/8629 K. sayılı kararında Yıllık izin süresi
tarafların anlaşmasıyla ve bir bölümü 10 günden aşağı olmamak üzere
bölünebilir. Yıllık izinlerin talep edilmesine rağmen çok kısa sürelerle
kullandırılması işçi açısından haklı fesih sebebi olarak değerlendirilebilir.
Ancak sırf 10 günden kısa olması nedeniyle kullanılmamış gibi değerlendirilmez
denilmiştir.
SONUÇ
OLARAK:
·
İşçi yukarıda belirttiğimiz şekillerde yıllık ücretli izni hak etmeli
·
Yıllık ücretli iznini kullanmak istediğine dair talepte bulunmalı
·
İşvereninde yeni hak ediş tarihine kadar iznini kullandırmaması gerekir.
Burada önemli olan
işçiye çok uzun süre hiç izin kullandırılmamış olması ya da işçinin izin
talebinde bulunduğunu, işverenin ise izin talebini gerekçesiz reddettiğini
ispatlamaktır ve ispat yükü de işçidedir. Bu durumların oluşması halinde ancak
bu koşullar altında yıllık ücretli iznin kullandırılmaması haklı fesih nedeni
olarak görülür.
